24 Saatte Kargoda |
Siparişleriniz aşağıda belirtilen şartlar dâhilinde, 24 saat içinde ilgili kargo firmasına teslim edilmektedir. Hafta içi saat 17.00'ye kadar verilen siparişlerde geçerlidir. Cumartesi-Pazar ve resmi tatil günlerinde alınan siparişlerde geçerli değildir. Saat 17.00'den sonra verilen; ödemesi veya onayı 17.00'den sonra yapılan siparişler ertesi gün işleme alınır. Sepetteki tüm ürünlerin "24 Saatte Kargoda" taahhütüne sahip olması gerekmektedir. Stoklu ürünlerde, sonradan tespit edilecek ürün kusurları sebebiyle gecikme yaşanabilir. İade veya iptal gibi işlemler sebebiyle düzenlenen siparişlerde geçerli değildir. 24 saat içinde kargo firmasına verilen siparişlerin adrese teslim süresi, kargo firmasına ve teslimat adresine göre değişebilmektedir. Mücbir sebep halleri saklıdır. KitapSeç bu taahhütte değişiklik yapma hakkını saklı tutar. |
Zor Hayat Everest Yayınları |
|||
|
|||
|
|||
|
İki yetim kardeşin, annelerinin ölümünün ardından, Dublin’de yaşayan üvey dayıları Bay Collopy’nin yanına taşınmalarıyla başlayan Zor Hayat’ta, yazarın iddiasına göre “hiçbiri kısmen de olsa kurmaca olmayan” karakterlerin hikâyesi iki katmanda ilerliyor. Bir yandan Katolik Kilisesinin doktrinlerine kafa tutan Collopy’nin kadın hakları için verdiği mücadeleyi, diğer yandan aile ve eğitim kurumlarına isyan bayrağını çeken Biraderin kendi akademisini kurup yayıncılık endüstrisine balıklama atladığı serüvenini kendine has mizah diliyle anlatan O’Brien, absürd parodinin en özgün örneklerinden birini sunuyor okura.
Collopy’nin cansiparane çalıştığı proje, romanın son sayfalarına kadar gizemini koruyor, mizahın dozu giderek artıyor. Parodinin alabildiğine absürd bir finalle taçlandığı Zor Hayat’ta 1890’ların İrlandasında tabir caizse “kutsal olan her şey [kahkahayla] dünyevileşiyor”. Kaskatı, asık suratlı, yavan, ölü söylemlere yaslanan kurumların maskesi alaşağı ediliyor.
O’Brien, Joyce’un “felcin merkezi” olarak tanımladığı Dublin’i sefaletin merkezi olarak yeniden tanımlıyor. Hastalıklı, içen, işeyen, kusan grotesk bedenlerin, her fırsatta doldurulup boşaltılan viski bardaklarının eşliğinde, klişelere ve içi boş bir retoriğin devridâim olduğu neşeli diyaloglara hapsolduğu, çürüyen bir sömürge başkentidir bu romandaki Dublin. Kara mizahını bu kaynaktan devşiren O’Brien, kendi tabiriyle “İrlandalı Katoliklerin geçmişlerinden devraldıkları kıyamet duygusunun” üstesinden yine kahkahayla geliyor.
Kategoriye Ait En Çok Satan Ürünler |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|