Sırdaş Nurgül Eşmeli Sokak Kitapları Yayınları

Sırdaş Nurgül Eşmeli Sokak Kitapları Yayınları

Hür yaşayın. El âlemin değil, kalbinizin ne dediği olsun önemli olan. İçinize sinmeyen hiçbir emre itaat etmeyin. Hoşunuza gitmeyen şeyleri yapmak zorunda hissetmeyin. Duygularınızı özgürce yaşayın.

Kararsız kaldığınızda nasihatler alın ama yine son kararı veren siz olun kendinizle ilgili. Son noktayı siz koyun adımlarınızı atarken. Hakkınızdaki ön yargıları, dedikoduları kulak ardı edin sallayın gitsin. Şahsınıza karşı saygısızlık edene belki düzelir diye bir şans daha vermeyin. Hayatta değişmeyecek olan şeyler vardır.

Geldiğiniz yaşa, kişiliğe sil baştan bir daha gelme şansı verilmeyecek, bu değerleri hiçe sayanlarla dostluk etmeyin. Ve sizi kırmaktan, incitmekten çekinmeyenlere bir an önce yol verin gitsin.
Kimsenin kalabalığı olmayın kimseye de kalabalık ettirmeyin boş yere.

Uykusuzluk anneliğin kaderi değil, bize yanlış öğretildi.

Fakat bebeğinize kendi kendine uyumayı öğretmenin tek yolu da, söylendiği gibi, onu yatağına bırakıp, ağlamasını görmezden gelmek de değil!

Bu kitapta, bebeğinizi ağlamaya bırakmadan, yumuşak uyku eğitiminin mümkün olduğunu ve bunu başarmanın yollarını göreceksiniz. Ve şöyle düşüneceksiniz:

“Uzun sürse de, zor olsa da, bebeğime uyumayı yumuşak bir şekilde öğrettiğimde bambaşka bir hayatımız olacak. Bebeğim erken yatıp yeterli uykuyu almış olarak erken kalkacak, gün içinde daha iyi uyuyacak. Böylelikle huysuzluğu azalacak ve gelişimi (ve belki de iştahı da) daha iyi olacak. Ben de daha iyi dinlendiğim için, daha sabırlı, daha mutlu ve huzurlu bir anne olacağım. Bu güzel günlerin tadını çıkarıp, büyüdüğünde bugünleri 'mutlu' hatırlayacağım. Fırsat bulamadığım şeylere zamanım kalacak, kendimi daha iyi hissedeceğim. Eşimle birlikte akşamları bir çay içip sohbet etme zamanımız da kalacağından, tüm bu huzur hali, bebeğime de (varsa büyük çocuklarınıza da) yansıyacak. Uyanık olduğunda, bebeğim de, ben de birlikte vakit geçirmeye çok daha istekli olacağız. Tüm pişmanlığımız, bebeğimize uyumayı neden daha önce öğretmediğimiz olacak!”