24 Saatte Kargoda |
Siparişleriniz aşağıda belirtilen şartlar dâhilinde, 24 saat içinde ilgili kargo firmasına teslim edilmektedir. Hafta içi saat 17.00'ye kadar verilen siparişlerde geçerlidir. Cumartesi-Pazar ve resmi tatil günlerinde alınan siparişlerde geçerli değildir. Saat 17.00'den sonra verilen; ödemesi veya onayı 17.00'den sonra yapılan siparişler ertesi gün işleme alınır. Sepetteki tüm ürünlerin "24 Saatte Kargoda" taahhütüne sahip olması gerekmektedir. Stoklu ürünlerde, sonradan tespit edilecek ürün kusurları sebebiyle gecikme yaşanabilir. İade veya iptal gibi işlemler sebebiyle düzenlenen siparişlerde geçerli değildir. 24 saat içinde kargo firmasına verilen siparişlerin adrese teslim süresi, kargo firmasına ve teslimat adresine göre değişebilmektedir. Mücbir sebep halleri saklıdır. KitapSeç bu taahhütte değişiklik yapma hakkını saklı tutar. |
Sentez İhaneti Caner Kara Kitap Otağı Yayınevi |
|||
|
|||
|
|||
|
“Henüz onbeş, onaltı yaşlarındaydım. Fakirdik. Yazın çalışır, kışın okurdum. Dersler bana yetmezdi. O sırada çıkan bütün sağcı basını izlerdim. Orkun, Tanrıdağı, Serdengeçti, Büyükdoğu...
Serdengeçti bizi başka dünyalara... İran’a, Turan’a, Türkistan’a, esir vatana götürür, bize bir amaç gösterir, aşk, ideal, acılar, iman ve heyecan dalgalarının içine atardı. ‘Lavlar saçan bir volkan, ne susmuş, ne sönmüşüm... Ben bir fikir uğruna çılgınlara dönmüşüm.’ Hâlbuki sonuncusu, yani ‘Büyük Doğu’ bizi İran’dan, Turan’dan Anadolu’ya çeker ve İslami şuurla yoğurmaya çalışırdı.
Dilinden, üslubundan pek bir şey anlamazdık.
Ama şiirlerinden çok hoşlanırdık.
“En güzeli, en güzeli güzelin, Habercisi, habercisi ezelin, Tüllerinden şafak söken bir gelin, Anneler, babalar, çocuklar gelin...”
Tüllerinden şafak söken bir gelin, yani saf, katkısız, ölümsüz İslam.
Giderek bu fikir biz, daha çok sarmaya başladı. O zaman kurulu bulunan Türk Milliyetçiler Derneği’nden yavaş yavaş Büyük Doğu Cemiyeti’ne doğru kayıyorduk. Cemiyette sık sık toplantılar olurdu. Konu hemen hemen aynıydı: İslam... Biz, yavaş yavaş yaşanan İslam’la gerçek İslamiyet’in birbirlerinden çok farklı olduğunu anlamaya başlamıştık. Aylarca süren “Önce Türk müsün, Müslüman mısın?” tartışmaları, aramızda uzun süre kırgınlıklara, dargınlıklara, ayrılıklara, kavgalara sebep oluyordu. Biz, gide gide Necip Fazıl’ın safında yer almıştık. Onun fikirlerini benimsemeyene noksan, yarım ve zavallı gözüyle bakıyorduk. Büyük Doğu bizim için kutsal bir dergiydi. Her yazdığı doğruydu. Necip Fazıl gözümüzde bir deha idi... Bir gün bu defa kumarhanede basıldı. Sanki dünya başımıza yıkılmıştı. Kâfir gazetelere inanmıyorduk.”
Hüseyin Üzmez
Kategoriye Ait En Çok Satan Ürünler |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|