24 Saatte Kargoda |
Siparişleriniz aşağıda belirtilen şartlar dâhilinde, 24 saat içinde ilgili kargo firmasına teslim edilmektedir. Hafta içi saat 17.00'ye kadar verilen siparişlerde geçerlidir. Cumartesi-Pazar ve resmi tatil günlerinde alınan siparişlerde geçerli değildir. Saat 17.00'den sonra verilen; ödemesi veya onayı 17.00'den sonra yapılan siparişler ertesi gün işleme alınır. Sepetteki tüm ürünlerin "24 Saatte Kargoda" taahhütüne sahip olması gerekmektedir. Stoklu ürünlerde, sonradan tespit edilecek ürün kusurları sebebiyle gecikme yaşanabilir. İade veya iptal gibi işlemler sebebiyle düzenlenen siparişlerde geçerli değildir. 24 saat içinde kargo firmasına verilen siparişlerin adrese teslim süresi, kargo firmasına ve teslimat adresine göre değişebilmektedir. Mücbir sebep halleri saklıdır. KitapSeç bu taahhütte değişiklik yapma hakkını saklı tutar. |
Picassonun Çılgın Hikayesi Laurent Flieder Paris Yayınları |
|||
|
|||
|
|||
|
Büyük savaş sonrası Paris’te eşi görülmemiş büyük bir curcuna, bir heyecan vardı. Ressamlar şairlere, şairler yazarlara, yazarlar genelevlere karışmıştı. Hepsi de soluğu “Cennet”te alırdı. Ah, cennet mi dediniz? Şaşırmayın orası güzel kadınların ve içkilerin olduğu, bütün Paris’in kanının hızla aktığı bir yerdi. Ve Picasso, Barselona’da yaptığı genelev kadınlarını tasvir ettiği “Avignonlu Kadınlar” tablosun dan sonra yeni bir şey yapmanın tutkusuyla doluydu. Şair dostu Apollinaire’nin cenazesi onu çok üzmüş, Mara’yı görüp tanımış, etkisinden kurtulamamıştı. Mara, Cennet’in sahibesi, cazibe dolu bir kadındı. Picasso çok etkilendiği bu kadını, bütün kızlarıyla resmetmek ve bu tabloyu bir şahesere dönüştürmek için kolları sıvadı… Her şey gizlice oluşurken bu yeni çalışma bir şekilde duyuldu ve sırlara karıştı. Picasso’nun dünyadan haberi yoktu. Herkesin peşinde olduğu tablo bulunacak ve sahibine teslim edilebilecek miydi? Dönemin André Bretonları, Louis Aragonları, Dadacıları, daha ünlü başka sanatçıları mı dersin? Hepsi de bu maceranın içinde…
“Böylece, kurulu düzene boyun eğmeyen ve temsilcilerine cesurca kafa tutan sürrealizmin müstakbel babası, gerçek bir çöplüğü andıran kodeste birkaç saat geçirmek üzere içeri alındı. Bu, bir şair için en uç deneyimdi. François Villon, Victor Hugo, Paul Verlaine, Apollinaire… Bütün büyük şairler ve sadece onlar bu zorluklara göğüs gerebilmişti. Hapishane ve beraberinde getirdiği mutlak acı ve derin dışlanmışlık duygusu olmasa belki de isimleri hiç bilinmeyecekti. Belki de insanların yüreğinin derinliklerine nüfuz edemeyecekler, sıradan birer şair bozuntusu olarak kalacaklardı. Şairleri şair yapan hapishaneydi! Sadece hapishane insanı saf isyan halesine büründürebilirdi. Sadece hapishane insana, akademisyen cüppesinden kat kat değerli ‘lanetli’ damgasını vurabilirdi.” Bizden söylemesi, bu keyifli roman elinizden hiç düşmeyecek...
Kategoriye Ait En Çok Satan Ürünler |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|