Tabloda her şeyin bulanık göründüğü zamanlarda, hayatlarını kesinlik ve berraklığa adamış sosyal bilimciler genellikle susar ve taşların yerine oturmasını bekler. Zygmunt Bauman gibi kalburüstü düşünürler ise cesaretle belirsizliğe dalar ve bulduklarını, gördüklerini, hissettiklerini ortaya döker. İşte Küreselleşme böyle bir cüretin ürünü. XX. yüzyılın sonlarında, artık ne süper güçler ne de bu güçlerin, dünyayı bölüp her köşesine bir anlam vererek yarattıkları bütünsellik kalmamışken ve pusulaların gösterebileceği bir kuzey yokken yazılmış; ancak doğru yöne işaret ettiği her geçen gün daha açık hale gelen bir eser.
Baumana göre, küreselleşen güçler saltanat günlerini yaşıyor, bunun bedelini de yerelliğe çakılıp kalmış zavallılar ödüyor. Hayat toprağa, yerele bağlı olmayı sürdürüyor; oysa güç artık yurtsuz ve ne emekçilere, gençlere, muhtaçlara ne de gelecek nesillere karşı sorumluluk duyuyor. Küreselleşme bu dengesizlik üzerinde duruyor. Yereller dağarlarında ırk, millet, etnik köken, sınıf gibi ne varsa kullanarak yeni bir biz duygusu yaratmaya çalışırken, artık yoksullara ihtiyaç duymayan küreseller onların içlerine kapanmalarını körüklüyor. Batı, bir zamanlar dünyayı aydınlatmak ve kendisine benzetmek için harcadığı çabayı şimdi herkesin olduğu yerde ve olduğu gibi kalması için harcıyor. Küreselleşme kitabında Bauman, küreselleşmenin getirdiği ahlâki ikilemlere çarpıcı örnekler vererek değiniyor. Yiyeceğin bol olduğu yere gitmek isteyen açlar, büyük paralar ödeyerek sonunda kendilerini çatık kaşların beklediği yolculuklarına çürük teknelerle, kimliksiz çıkarken; zenginler uçakların birinci mevkilerinde şampanyalarını yudumlayarak küreselliğin tadını çıkarıyor, üstelik daha ucuza. Suç ve ceza anlayışındaki değişim üzerinde de duruyor yazar; artık hapishanenin istihdamın bir alternatifi haline geldiğini, ihtiyaç duyulmayan yığınla insandan kurtulmanın ve yatırımcıların güven duyacakları bir ortam yaratmanın yeni bir yolu olduğunu söylüyor. Gelecek hakkında ilginç olduğu kadar korkutucu öngörülerde bulunan Baumana göre yereller yerellikleri etrafına kalın duvarlar örerken, küreseller yerellikleri toplama kamplarına dönüştürme peşinde. Küreselleşme ve onun ikiz kardeşi yerelleşme, aynı amaca hizmet ediyor: parçalanma ve yabancılaşma. Küreselleşme, yerelleşmenin de küreselleşmenin de ağırlıklarını fazlasıyla hissettirdiği günümüz Türkiyesini anlamak için vazgeçilmez bir kaynak niteliği taşıyor.
1 |
Bebeğiniz Uykuyu Çok Sevecek Sinem Gerger Akınal Koridor Yayıncılık |
160.00 TL
120.00 TL
| 1690 adet Satıldı |
2 |
Yetişin Çocuklar Bebeklikten Ergenliğe Çocuk Yetiştirme Kılavuzu Selçuk Şirin Doğan Kitap |
210.00 TL
178.00 TL
| 946 adet Satıldı |
3 |
Kardeşini Doğurmak Doğan Kitap |
300.00 TL
255.00 TL
| 859 adet Satıldı |
4 |
Çocuklar İçin Beş Sevgi Dili Koridor Yayıncılık |
190.00 TL
142.50 TL
| 782 adet Satıldı |
5 |
Kişilik Gelişiminde Cezasız Eğitim Timaş Yayınları |
295.00 TL
221.25 TL
| 649 adet Satıldı |
6 |
Mahremiyet Eğitimi Timaş Yayınları |
250.00 TL
187.50 TL
| 522 adet Satıldı |
7 |
Sosyolojik Düşünmek Ayrıntı Yayınları |
320.00 TL
240.00 TL
| 492 adet Satıldı |
8 |
Okulsuz Toplum Şule Yayınları |
220.00 TL
154.00 TL
| 438 adet Satıldı |
9 |
İyileşen Evliliğim Hayykitap |
280.00 TL
182.00 TL
| 293 adet Satıldı |
10 |
Oyun Oynama Sanatı Doğan Kitap |
200.00 TL
170.00 TL
| 264 adet Satıldı |
|