Ara
24 Saatte Kargoda
Siparişleriniz aşağıda belirtilen şartlar dâhilinde, 24 saat içinde ilgili kargo firmasına teslim edilmektedir.
Hafta içi saat 17.00'ye kadar verilen siparişlerde geçerlidir. Cumartesi-Pazar ve resmi tatil günlerinde alınan siparişlerde geçerli değildir. Saat 17.00'den sonra verilen; ödemesi veya onayı 17.00'den sonra yapılan siparişler ertesi gün işleme alınır. Sepetteki tüm ürünlerin "24 Saatte Kargoda" taahhütüne sahip olması gerekmektedir.

Stoklu ürünlerde, sonradan tespit edilecek ürün kusurları sebebiyle gecikme yaşanabilir.
İade veya iptal gibi işlemler sebebiyle düzenlenen siparişlerde geçerli değildir.
24 saat içinde kargo firmasına verilen siparişlerin adrese teslim süresi, kargo firmasına ve teslimat adresine göre değişebilmektedir.
Mücbir sebep halleri saklıdır. KitapSeç bu taahhütte değişiklik yapma hakkını saklı tutar.
Satıcı Puanı: 9,9
Kitapsec.com müşterileri tarafından verilen zamanında gönderim, paketleme ve genel alışveriş deneyimi puanlarına göre satıcı puanı hesaplanmaktadır. Değerlendirmeler son 6 ay içerisinde yapılan değerlendirme sayısını vermektedir.

Kitabevi Mana Yayınları

%25
130.00 TL
97.50 TL
Bu ürün tedarik aşamasındadır
Mağaza : KitapSeç
9,9
Yayınevi / Marka : Mana Yayınları
Yazar : Ümit Aktaş
ISBN : 9786055793937
Kazancınız : 32.50 TL
Kazanacağınız Puan : 97 Puan
Sayfa Sayısı : 192
Kitap Ebatı : 13x21
Toplam Satılan : 1 Adet
Bugün Ziyaret : 2 kişi bu ürüne baktı
Kargo İndirimi : 690 TL üzeri Kargo BEDAVA
Tedarik Süresi : Yaklaşık 2 İş Günü
Bu ürün size KitapSeç tarafından gönderilecektir

 Kitabevi Mana Yayınları

 

"…Neden hep uzaklara gidilir? Hicret, fetih, hacc… Hep bir uzaklaşma edimidir. Mesafenin açılması başlı başına bir eylem midir? Yoksa bu yeni bir eylemi başlatmak için bir kopma, sıçrama ya da gönderi noktası ihdası mıdır? Ya uzaktan dönmek, nasıl bir şeydir? Kendine mi dönmektir? “Kendin”, beklemekte midir orada, o yerde? Peki, “o yer”, hâlâ o yer midir? Gitme kararımızın ucu açıktı gerçi. Ama bir dönüş olacak mıydı? Dönersek şayet neye veya nereye dönecektik? Peki ya gittiğimiz yerdeki amacımız tam olarak neydi? Devrim mi, tebliğ mi, irşad mı, cihad mı? Savaşımız kiminleydi? Halkla mı, devletle mi, emperyalizmle mi, dahası kendimizle mi? Cevapsızdı bu sorular şimdilik. Üzerinde düşünmekten çok, süreç içerisinde cevaplarının ortaya çıkması beklenecek sorulardı. Ama şimdilik bizim heyecanlarımız ve tutkularımız, tüm gerçekliği olduğu gibi, bu cevapsız soruları da bastırıyor ve erteliyordu. Şimdi, hep daha önemli şeyler vardı yapacak. Dolayısıyla önümüze bakmalı ve o an ne yapılması gerekiyorsa o yapılmalıydı. Yola düşülmeli ve aşkla yürünmeli ve yolda düşünülmeliydi. Yolumuz bizi nereye çıkarır; Mekke’ye mi, Medine’ye mi, yoksa başka bir yere mi, onu işte ancak bu yolculuk süresince öğrenebilecektik. Kısacası yolumuzun ve yolculuğumuzun serencamı, bir anlamda, bizzat bizim kendi edimlerimizle belirlenecekti. Her nereyi hak ediyorsak, oraya varabilecektik çünkü; ancak oraya: kalbimizdeki “arzı mevûd”a…’’

 

Türkiye İslamcılığı, oldukça önemli tarihsel süreçlerden geçtiği halde, kendi geçmişini pek anlatmadı. Kimi düşünsel soruşturmalar ve hesaplaşmalar dile getirildiyse de, bu öyküler edebiyata çok da yansıtılmadı. Türkiye’nin olduğu kadar İslamcılığın yakın siyasi tarihine dair bir okuma anlamına da gelen ‘’Kitabevi’’, bu dönemi, düşünsel tartışmaları ve örgütsel mücadeleleri hikâye ederken,  okuyucuyu da o serüvenin içine sokmakta. Bu romanla bir yandan yakın tarihimizde bir seyahate çıkarken, diğer yandan İslami grup ve cemaatlerin iç dünyasına da girmiş oluyorsunuz; bir kitabevine girer gibi…

Bu Ürüne Bakanlar Bunlarada Baktı
Kategoriye Ait En Çok Satan Ürünler
Kategoriler