KitapSeç | 9,9 |
Yaklaşık 2 İş Günü |
|
|||||
Satıcı: KitapSeç Satıcı Ünvanı: ADRES7 Elektronik Ticaret ve Bilişim Hizmetleri Anonim Şirketi İletişim: Satıcıların iletişim e-posta adresi kitapsec tarafından kayıt altındadır. |
“Onlar da güzel günlerdi Kemal, zaten düşünüyorum da, bizim için güzel olmayan gün yok sanıyorum. Günleri bir daha çirkinleşemiyecek, kepazeleşemiyecek hale getirmek için çalışan insanların bu çalışma seyrinde kötü günleri olabilir mi? Satıhta vehimli ve hesaplı fakat dipte alabildiğine umutlu nikbinliğim ferden ihtiyarlayıp ölüme yaklaştıkça bir kat daha kuvvetleniyor ve bir kat daha nikbin ve ümitli oluyorum. Günün birinde öleceğimi bildiğim için hayatı seviyorum ve onun daha güzel olabileceğine ve olacağına inanıyorum biraz da.”
Kemal Tahir’e Mahpusaneden Mektuplar, Nâzım Hikmet’in 1940-1950 yılları arasında Bursa cezaevinden Kemal Tahir’e yazmış olduğu mektuplardan oluşuyor. Mektuplar, aynı dünya görüşünü benimseyen iki mahpus arasındaki dostluğun yanı sıra, edebiyatımızın iki büyük isminin edebiyat ve sanat konusundaki tartışmalarını da içeriyor. Okur, yaşadığı dönemin sorunlarına ilişkin Nâzım Hikmet’in görüşlerine, dünyada ve ülkede yaşanan gelişmeler karşısındaki heyecanları ve umutlarına, hapishane hayatındaki özlemleri ve beklentilerine, geçim sıkıntısı ve hastalıklar gibi günlük kaygılarına, her şeye rağmen hiç yitirmediği iyimserliğine, insan sevgisine, yaşama ve aşka bağlılığına tanık olurken, aynı zamanda sanat ve edebiyata yaklaşımını, eserlerini oluşturma sürecinde Kemal Tahir’le paylaştığı düşüncelerini ve arayışlarını da anlama olanağı buluyor.
Yazar Hakkında
|
Nazım Hikmet RanLakabı `Güzel Yüzlü Şair` veya `Mavi Gözlü Dev`dir. Yasaklı olduğu yıllarda Orhan Selim adını da kullandığı olmuştur. Hatta İt Ürür Kervan Yürür kitabı Orhan Selim imzasıyla çıkmıştır.
Türkiye`de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin önemli isimlerindendir. Uluslararası bir üne ulaşmış ve adı 20. yüzyıl`ın ilk yarısında yaşamış olan dünyanın en büyük şairleri arasında anılmıştır. Eserleri birçok dile çevrilmiştir. Mezarı halen Moskova`da bulunmaktadır. Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi olup ayrı ayrı toplam 11 davadan yargılanmıştır. Eserleri birçok ödül almıştır. Türkiye`deki yaşamının bir kısmını hapiste geçirmiş daha sonra Moskova`ya gitmiş ve Türk vatandaşlığından çıkarılmıştır. Nazım Hikmet,1938`de cezaevine girmiş ve şiirleri yasaklanmıştır. Türkiye`de ancak ölümünden iki yıl sonra 1965`te şiirleriyle yeniden önem kazanmıştır. Üslubu ve Başarıları; İlk şiirlerini hece ölçüsü ile yazmaya başlamasına rağmen içerik bakımından diğer hececilerden uzaktı. Şiirsel gelişimi arttıkça hece ölçüsü ile yetinmemeye ve şiiri için yeni formlar aramaya başladı. Sovyetler Birliği`nde yaşadığı ilk yıllar olan 1922-1925 arası bu arayış doruğa çıktı. O dönemdeki birçok şairden farklıydı. Hece ölçüsünden ayrılarak Türkçenin vokal özellikleri ile harmoni oluşturan serbest ölçüyü benimsedi. Mayakovski ve gelecekçilik taraftarı genç Sovyet şairlerinden esinlendi. Şiirlerinden birçoğu Fuat Saka, Volkan Konak, Grup Yorum, Ezginin Günlüğü ve Zülfü Livaneli gibi sanatçılar tarafından bestelendi. Ünal Büyükgönenç tarafından özgün bir şekilde yorumlanmış olan küçük bir kısmı ise 1979`da `Güzel Günler Göreceğiz` ismiyle kaset olarak çıktı. Birkaç şiiri ise Yunan besteci Manos Loïzos tarafından bestelendi. Ayrıca bazı şiirleri Yeni Türkü`nün eski üyesi Selim Atakan ve Cem Karaca(Çok Yorgunum) tarafından bestelenmiştir. Ayrıca Fuat Saka`nın da biri Demir Gökgöl ile olmak üzere iki adet Nazım Hikmet şiirlerinin bestelendiği şarkıları ıçeren albümü vardır. Ailesi; Babası, Matbuat Umum müdürlüğü ve Hamburg konsolosluğu yapmış olan Hikmet Bey, annesi Ayşe Celile Hanım`dır. Annesi Celile Hanım, piyano çalan, ressam denilebilecek ölçüde iyi resim yapan, Fransızca bilen bir kadındır. Celile Hanım, bir dilci ve eğitimci de olan Hasan Enver Paşa`nın kızıdır. Hasan Enver Paşa, Polonya`dan 1848 Ayaklanmaları sırasında Osmanlı İmparatorluğu`na göç eden ve Osmanlı vatandaşı olunca Mustafa Celalettin Paşa adını alan Konstantin Borzecki`nin (Lehçe: Konstanty Borzę cki, d. 1826 - ö. 1876) oğludur. Mustafa Celaleddin Paşa Osmanlı Ordusu`nda subay olarak görev yapmış ve Türk tarihi üzerine önemli bir eser olan `Les Turcs anciens et modernes` (Eski ve yeni Türkler) kitabını yazmıştır. Celile Hanım`ın annesi ise Alman kökenli Osmanlı generali Mehmet Ali Paşa`nın (Karl Detroit) kızı olan Leyla Hanım`dır. Celile Hanım`ın kız kardeşi Münevver Hanım, şair Oktay Rifat`ın annesidir. Babası Hikmet Bey, Selanik`te, Hariciye Nezareti`nde (Dışişleri Bakanlığı) çalışan bir memurdur. Diyarbakır, Halep, Konya ve Sivas valilikleri yapmış olan Nazım Paşa`nın oğludur. Mevlevi tarikatından olan Nazım Paşa aynı zamanda bir özgürlükçüdür. Kendisi Selanik`in son valisidir. Hikmet Bey henüz Nazım`ın çocukluğunda memuriyetten ayrılır ve ailece Halep`e, Nazım`ın dedesinin yanına giderler. Orada yeni bir iş ve hayat kurmaya çalışırlar. Başarısız olunca İstanbul`a gelirler. Hikmet Bey`in İstanbul`daki iş kurma denemeleri de iflasla neticelenir ve hiç hoşlanmadığı memuriyet hayatına geri döner. Fransızca bildiği için yeniden Hariciye`ye atanır. Yaşamı; Selanik`te doğdu. Aslen 20 Kasım 1901 olan doğum tarihi ailesi tarafından sene kaybetmemesi için 15 Ocak 1902 olarak kaydettirildi. İlk şiiri ‘Feryad-ı Vatan’`ı 1913`te yazar. Aynı yıl Galatasaray Sultanisi`nde ortaokula başlar. 1917`de Heybeliada Bahriye Mektebi`ne girer. Sonrasında Kurtuluş Savaşı dolayısıyla Anadolu`ya geçer; fakat sağlık sorunları yaşaması nedeniyle bahriyeden ayrılmak zorunda kalır. Bu sırada Hamidye Kruvazörü`nde güverte subayıdır. Bolu`ya öğretmen olarak atanır. Daha sonra Batum üzerinden Moskova`ya giderek Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde siyasal bilimler ve iktisat okur. 1921`de gittiği Moskova’da devrimin ilk yıllarına tanık olur ve komünizm ile tanışır. 1924`te Moskova’da yayınlanan ilk şiir kitabı ’28 Kanunisani’ sahnelenir. O yıl Türkiye’ye dönerek Aydınlık Dergisi’nde çalışmaya başlar, ne var ki dergide yayınlanan şiir ve yazılarından dolayı on beş yıl hapsi istenince tekrar Sovyetler Birliği’ne gider. 1928’de af kanunundan yararlanır ve Türkiye`ye döner. Bu defa Resimli Ay dergisinde çalışmaya başlar. 1938’de yirmi sekiz yıl hapis cezasına çarptırılır. 12 sene süren tutukluluktan sonra askere alınacağı ve öldürüleceği endişesiyle 1950 yılında Stalin yönetimindeki Sovyetler Birliği`ne giden Nazım, 25 Temmuz 1951 tarihinde Bakanlar Kurulunca Türkiye vatandaşlığından çıkarılmasının ardından, büyük dedesi Mahmut Celaleddin Paşa (Konstantin Borzecki) `nın memleketi olan Polonya`nın vatandaşlığına geçerek Borzecki soyadını alır. 3 Haziran 1963 tarihine gelindiğinde ise, Nazım Hikmet geçirdiği bir kalp krizi neticesinde hayata gözlerini yummuştur. 5 Ocak 2009 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye vatandaşlığı iade edilmiştir. |
1 |
Leylim Leylim İş Bankası Kültür Yayınları |
190.00 TL
133.00 TL
| 1183 adet Satıldı |
2 |
Ömerin Çocukluğu Muallim Naci İş Bankası Kültür Yayınları |
42.00 TL
29.00 TL
| 769 adet Satıldı |
3 |
Milena`ya Mektuplar Panama Yayıncılık |
135.00 TL
87.75 TL
| 648 adet Satıldı |
4 |
Benim Küçük Dostlarım Panama Yayıncılık |
120.00 TL
78.00 TL
| 626 adet Satıldı |
5 |
Posta Kutusundaki Mızıka A. Ali Ural Şule Yayınları |
190.00 TL
133.00 TL
| 612 adet Satıldı |
6 |
Theo`ya Mektuplar Remzi Kitabevi |
128.00 TL
96.00 TL
| 592 adet Satıldı |
7 |
Milenaya Mektuplar İskele Yayıncılık |
130.00 TL
91.00 TL
| 577 adet Satıldı |
8 |
Türk`ün Ateşle İmtihanı Can Yayınları |
395.00 TL
276.50 TL
| 511 adet Satıldı |
9 |
Ben, Malala Epsilon Yayınevi |
345.00 TL
241.50 TL
| 438 adet Satıldı |
10 |
Milenaya Mektuplar Franz Kafka Can Yayınları |
200.00 TL
140.00 TL
| 369 adet Satıldı |