Ara
24 Saatte Kargoda
Siparişleriniz aşağıda belirtilen şartlar dâhilinde, 24 saat içinde ilgili kargo firmasına teslim edilmektedir.
Hafta içi saat 17.00'ye kadar verilen siparişlerde geçerlidir. Cumartesi-Pazar ve resmi tatil günlerinde alınan siparişlerde geçerli değildir. Saat 17.00'den sonra verilen; ödemesi veya onayı 17.00'den sonra yapılan siparişler ertesi gün işleme alınır. Sepetteki tüm ürünlerin "24 Saatte Kargoda" taahhütüne sahip olması gerekmektedir.

Stoklu ürünlerde, sonradan tespit edilecek ürün kusurları sebebiyle gecikme yaşanabilir.
İade veya iptal gibi işlemler sebebiyle düzenlenen siparişlerde geçerli değildir.
24 saat içinde kargo firmasına verilen siparişlerin adrese teslim süresi, kargo firmasına ve teslimat adresine göre değişebilmektedir.
Mücbir sebep halleri saklıdır. KitapSeç bu taahhütte değişiklik yapma hakkını saklı tutar.
Satıcı Puanı: 9,9
Kitapsec.com müşterileri tarafından verilen zamanında gönderim, paketleme ve genel alışveriş deneyimi puanlarına göre satıcı puanı hesaplanmaktadır. Değerlendirmeler son 6 ay içerisinde yapılan değerlendirme sayısını vermektedir.

Kafdağının Kuşları Karahan Kitabevi

SÜPER FİYAT
72.00 TL
Bu ürün tedarik aşamasındadır
Mağaza : KitapSeç
9,9
Yayınevi / Marka : Karahan Kitabevi
Yazar : Ali Ozanemre
ISBN : 9786054989300
Kazanacağınız Puan : 72 Puan
Sayfa Sayısı : 120
Kitap Ebatı : 13x19
Bugün Ziyaret : 7 kişi bu ürüne baktı
Kargo İndirimi : 790 TL üzeri Kargo BEDAVA
Tedarik Süresi : Yaklaşık 2 İş Günü
Bu ürün size KitapSeç tarafından gönderilecektir

 Kafdağının Kuşları Karahan Kitabevi

Kitabın dediği günler gelip çattı. Babasına dedim, "Kopacaksa kopsun kıyamet; kalalım köyde, gitmeyelim." Kaçtık da kurtulduk mu? şehrin çöplüğü köyden daha mı iyi sanki! "Gitmeyelim" dedim, "askerlere de dağdakilere de katmayalım kendimizi." Dinletemedim... Komşular, komşu köyler kurtuluşa atılır gibi kaçıyordu. "Burada barınamayız" dedi oğlumun babası, "askerler rahat bıraksa dağdakiler bırakmaz."

Asker donlular asker mi, dağdakiler hangisi, bilinmez olunca biz de bıraktık evimizi, ekinimizi, ekeneğimizi... Bahçedeki dallar yemişli kaldı. Köyün çeşmesi, çeşmedeki yalak... Yalaktan sulanan azalmış hayvanlarımız... Tası tarağı toplayıp bir gün sabahın alaca karanlığında çıktık köyden. Geri dönüp bir kez olsun bakmadım ama ak-lımın ortasındaydı köy. Geldik buraya. Gelmeseydik! İki yıl oldu, okula gidemedi yavrum. Köydeyken giderdi. Öğretmeni, arkadaşları onu çok severdi. Başarılıydı. Okula gitmediği zamanlarda kuzularımızı güderdi kuzum. Akıllıydı, çalışkandı, geçimliydi… "Korkak!" der, gülerdik severken.

O gün yine akranlarından daha çok kağıt, cam, naylon toplamış. Kaç gündür doyasıya yıkanmadığını söyledi. Keşke hiç yıkanmasıydı. Kirlenen bir tek o muydu sanki? Kim-den daha kirliydi, hangimizden? "Havalar da güzel" dedi, "gölün suyu köpük köpük"… O, "göl" deyince cız etti içim. Bildim. Ölecekti. Gitme, demek istedim, diyemedim. Aklım karıştı. "Gitme!" deseydim gitmezdi; beni çiğnediği olmamıştır kuzumun. Diyemedim, deseydim gitmezdi, ölmezdi. Öldü. Onu ben öldürdüm; asın beni...

Gerçi tanımam çocuğu. Anasını babasını da tanımam. Yine de bu yöre köyleri benim sayıldığından... Bu yörede, değneğimizi atlayan çıkmadı. Hangi partiye demişsek silme oy çıkarmışızdır. Dedem ne demişse öyle olmuş, babam buraların mühürlü sultanı, kitapsız peygamberi, görülen tanrısıydı. Biz de... Devlet bizi devlet bilir. Evimizden, elimizden hükümet adamı eksik olmaz. Otun bittiği toprak bizimdir, otlayanlar da. Çobanlar... Çobanlar bizim çobanlarımız. Kaçağın her türünde hatırlıca payımız var. Bu, kadim zamanlardan beri böyle... Bir ?eylerin değiştiğini seziyordum. Binlerce yıldır değişmeyen şeylerin değişmekte olduğunu... Ama ne? O, tam belli değil. Hayal gibi, düş gibi... Kaçıyorsun, adım atamıyorsun; uzanıyorsun, tutamıyorsun. Kapalı bir yerdesin, her yanında fırtına… Bir kımıldayabilsen, uykunun ağırlığını sıyırıp atacaksın. Olmuyor. Yapışıp kalıyor. Uyanamıyor-sun... Önce uykularım kaçtı. Kapımın ?u kadar yıllık azapları, onların veletleri bize akıl verir, yol gösterir oldu. Ağızlardaki bütün dişler, it dişi. Baktım olacak gibi değil, sen de bir gözünü yum dedim kendime...

Derken adımız "yavuz"a çıktı devlet gözünde. Paraya para demedim; yoksa geçmişimiz beş para etmeyecekti. İki başı bir tutmalıydım. Tuttum... Zaman zaman darda kalmadık mı, kaldık. Yırttık ama kolay olmadı. Şimdilik paçayı sıyırdık gibi. Şimdilik... Kurtulduk sayılır. O çocuk, ölümden kurtulamadı. İlmeğin son ucuydu. Öldü. Sanki gezden, arpacıktan bakan benim gözümdü; teti-ğe çöken ben... Onu ben öldürdüm. Kimseler duymasın; kesin beni... Şeyh elinde kan olur mu demeyin. Elimize kan bulaşmaz bizim. Peki, tırnak diplerinde katmerleşip kuruyan ne? Damla damla akan? Güldür onlar gül. Gülmeyin; daha şimdi topladım dikenler arasından. Bizim elimizin kızıllığı gülden… Ölümü taşıyan kan, akışını sürdürür; kalmaz yerinde. Nerede bir kanlı ölüm varsa orada kırmızı bir gül açar. Bir bakarsın taş kesilir, bir bakarsın akar, ellere çıkar. Göz görmez kuytularda yuvalanır kalır da şaşırır insan...
(Tanıtım Bülteninden)

Kategoriye Ait En Çok Satan Ürünler
Kategoriler