Yazar Hakkında
Yirminci yüzyılın en etkili düşünürlerinden biri olan Fransız filozof ve edebiyatçı Jean-Paul Sartre (1905-1980) öldüğünde, Aydınlanma Çağı’ndan bu yana, çağının tanığı ve bilinci olan aydınların sonuncusu, 20. yüzyılın Voltaire`i ya da Hugo`su sayılıyordu. Düşünce ustası ve özgürlüklerin savunucusu olan Sartre, Fransa`da ve Avrupa`da olduğu gibi, Amerika`da ve Üçüncü Dünya ülkelerinde de aydınların sözcüsü oldu. Onun yoğun, çeşitli edebiyat alanlarını kapsayan, çok sayıda yapıtı bize 20. yüzyılın bir özetini sunar. Sartre`a göre yaşam, insanın `tek başına`, kendi toplumsal boyutunu keşfetmesidir. Kendi yaşamıyla, bunun parlak bir örneğini vermiştir. Bireyin kökten özgürlüğünü vurgulayan Varoluşçuluğun sözcülüğünü yapmış, romanlarıyla ve oyunlarıyla bu dünya görüşünü çok geniş kitlelere aktarmayı başarmıştır. Sartre`ın yaşamının bir yadsımalar bütünü olduğu ileri sürülebilir. Tanrı’yı, her türlü kurulu düzeni, aileyi, klasik anlamıyla edebiyatçıyı, filozofu, eylem adamını, dostlukları, toplumun belirli kesimlerini, partileri, kalıplaşmış düşünceleri yadsıdığı gibi, 1964`te değer görüldüğü Nobel Edebiyat Ödülü`nü de kabul etmemiştir. Sartre, kuram ve eylem adamı niteliklerini birleştiren yazar-aydın kimliğiyle hem Fransa`da, hem de kendi ülkesi dışında yaygın bir etki uyandırmıştır.