24 Saatte Kargoda |
Siparişleriniz aşağıda belirtilen şartlar dâhilinde, 24 saat içinde ilgili kargo firmasına teslim edilmektedir. Hafta içi saat 17.00'ye kadar verilen siparişlerde geçerlidir. Cumartesi-Pazar ve resmi tatil günlerinde alınan siparişlerde geçerli değildir. Saat 17.00'den sonra verilen; ödemesi veya onayı 17.00'den sonra yapılan siparişler ertesi gün işleme alınır. Sepetteki tüm ürünlerin "24 Saatte Kargoda" taahhütüne sahip olması gerekmektedir. Stoklu ürünlerde, sonradan tespit edilecek ürün kusurları sebebiyle gecikme yaşanabilir. İade veya iptal gibi işlemler sebebiyle düzenlenen siparişlerde geçerli değildir. 24 saat içinde kargo firmasına verilen siparişlerin adrese teslim süresi, kargo firmasına ve teslimat adresine göre değişebilmektedir. Mücbir sebep halleri saklıdır. KitapSeç bu taahhütte değişiklik yapma hakkını saklı tutar. |
Gerçeklik, Arzu ve Göçebelik Üzerine Deleuze Etait La Çizgi Kitabevi Yayınları |
|||
|
|||
|
|||
|
Hayal Edin...
Bir teorinin seyahat ettiğini, sosyolojik düşünceye ortadan başlandığını ya da coğrafyanın, felsefe yapmanın uzamını oluşturduğunu hayal edin... Yeryüzünde katledilen gerçekliği yeniden yaymak için jeo-felsefi bir çaba harcayarak düşünce ile yaşam arasında oluşan derin çatlağı onarmaya çalışan birini hayal edin... Temsillerin ve imajların güdümünde bir toplumsal tiyatro yerine; üretimin, yaratmanın, yayılmanın ya da göçebeliğin kaçış çizgilerini düşünün... Bilinçdışının ekonomik, politik ve toplumsal alana doğrudan nasıl bağlandığının esas problem olduğunu belirtip arzu akışlarının tarihsel süreç içerisinde yerli-yurtlu makina, despotik makina ve kapitalist makina tarafından kesintiye uğratıldığını tüm insanlığa göstermeye çabalayan birini hayal edin ve anlamaya çalışın... Anlamaya çalışın, çünkü; yerli-yurtlu makinanın, bedenleri kayıt altına alarak damgaladığını, anlamın ilkin böyle kontrol edilmek istendiğini anladığımızda... İlksel makinanın yetersiz kaldığı zaman diliminde, despotik makinanın bir üst kodlama arzusuyla kapma aygıtını icat edip toplumsal makinayı değiştirdiğini anladığımızda... Gücünü kodlanmış tüm akışları çözerek onları yersiz-yurtsuzlaştırıp sınırlarını olabildiğince genişletip böylece aksiyomatik bir dinamizm kazanan kapitalizmin, gerçekliğin baş düşmanı olduğunu anladığımızda... Evet anladığımızda... Organsız bedenimizi edinip göçebe düşüncelerimizle etik bilinci harekete geçirerek kapitalizmin dış sınırına tutunabiliriz. Şizofren gibi, yani göçebe, yersiz-yurtsuz ve bedensiz... Deleuzeyen bir çabayla elbette. Bu çaba değil midir ki gerçekliği arzu edilebilir bir bilince dönüştürüp toplumsal makinayı harekete geçirerek ötekini anlamaya oluştan başlamak? Azınlık oluş, kadın oluş, hayvan oluş... Bu çaba değil midir ki toplumsal kayıt yüzeyi olarak bedeni, kapitalist socius'a kurban vermeden rizomatik bağlantılar kurmasına izin verip akışların önünü açmak? Nihayetinde önü açılan akışların, minör olanı, yani gerçeği, yani sahiciliği, yani etiği toplumsalın merkezine yerleştirmesi içten bile değildir.
Bu Ürüne Bakanlar Bunlarada Baktı |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Kategoriye Ait En Çok Satan Ürünler |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|