Ara
24 Saatte Kargoda
Siparişleriniz aşağıda belirtilen şartlar dâhilinde, 24 saat içinde ilgili kargo firmasına teslim edilmektedir.
Hafta içi saat 17.00'ye kadar verilen siparişlerde geçerlidir. Cumartesi-Pazar ve resmi tatil günlerinde alınan siparişlerde geçerli değildir. Saat 17.00'den sonra verilen; ödemesi veya onayı 17.00'den sonra yapılan siparişler ertesi gün işleme alınır. Sepetteki tüm ürünlerin "24 Saatte Kargoda" taahhütüne sahip olması gerekmektedir.

Stoklu ürünlerde, sonradan tespit edilecek ürün kusurları sebebiyle gecikme yaşanabilir.
İade veya iptal gibi işlemler sebebiyle düzenlenen siparişlerde geçerli değildir.
24 saat içinde kargo firmasına verilen siparişlerin adrese teslim süresi, kargo firmasına ve teslimat adresine göre değişebilmektedir.
Mücbir sebep halleri saklıdır. KitapSeç bu taahhütte değişiklik yapma hakkını saklı tutar.
Satıcı Puanı: 9,9
Kitapsec.com müşterileri tarafından verilen zamanında gönderim, paketleme ve genel alışveriş deneyimi puanlarına göre satıcı puanı hesaplanmaktadır. Değerlendirmeler son 6 ay içerisinde yapılan değerlendirme sayısını vermektedir.

Gençliğin O Yakıcı Mevsimi Can Yayınları

%30
155.00 TL
108.50 TL
Mağaza : KitapSeç
9,9
Yayınevi / Marka : Can Yayınları
ISBN : 9789750723247
Kazancınız : 46.50 TL
Kazanacağınız Puan : 108 Puan
Sayfa Sayısı : 176
Kitap Ebatı : 13x21
Toplam Satılan : 1 Adet
Bugün Ziyaret : 7 kişi bu ürüne baktı
Kargo İndirimi : 690 TL üzeri Kargo BEDAVA
Tedarik Süresi : En geç 01 Temmuz Pazartesi gününe kadar
Bu ürün size KitapSeç tarafından gönderilecektir

 Gençliğin O Yakıcı Mevsimi Can Yayınları

AyşeAysu`nun duruluğa ulaşması pek uzun sürdü. Turhan`ın cenazesinde Fethi`yi ikinci eşiyle görmek çarpmıştı onu. Yuvarlak çizgili, akça pakça kadınlar dizisinde bir boncuk olmayı AyşeAysu hâlâ onuruna yediremediğini sarsılarak fark etti o gün. Gerçekle yüzleşmek, Havva` nın sayısız suretlerinden yalnızca biri olduğunu sindirmek bunca zordu demek! "Birey" söylencesi... ne içinde büyüdüğü halkın geleneğinde vardı ne dünya için düşlediği çözümde... Öyleyse... "Çok yalın bir ifadeyle yaşamı yazarak kavramak, yazarak yaşam üzerine düşünmektir AyşeAysu`nun yaptığı; fakat bu düşünme ve kavrayış, kaçınılmaz olarak cinsiyetlidir: Mesleği de dahil olmak üzere, toplumsal ve kültürel kurumlar ve yapılar içinde kadının yerini anlama çabası, aslında kadının en çağdaş, en devrimci, en yenilikçi çevrelerde bile süren açık ya da örtük ikincilliğini fark etme ve sorgulama çabasıdır." (Tanıtım Bülteninden)
Yazar Hakkında;

1947’de Ankara’da doğdu. Eczacılık öğrenimi gördü. Öykü yazmaya başladığı 27 yaşına dek yazarlıkla ilgili düşleri yoktu. Yazma serüveni günce ve mektuptan öyküye akan bir yol izledi. Uzun yıllar yazdıklarını yayımlatmadı. 1981’ den beri öykülerini yayımlıyor.
Kadın erkek sevgisine dayalı ilişkilerde ezilmeye,yok sayılmaya şartlandırılan kadın 80’ li yıllarda artık topluma başkaldırarak özel alanda da kendi değerlerini,beklentilerini ve kendi yerini aramaya çalışır. Kadın için bu arayış, yani kendi kimliğini arama ve tanımlama demektir. Dolaysıyla 1970’ ler de Erbil için toplumsal nitelikli olan kadın kimliği konusu 1980ler de Atasü için varoluş sorununa dönüşür (Doltaş,1994,s.38).
Yazmaya kadın konusunu sorgulayarak başlayan Atasü, kadınlığı “ çelişkili bir durum ” olarak niteliyor. Cumhuriyet devriminin olumlu etkilerine karşın Türk toplumunun halen ataerkil özellikler taşıdığını, kadının ezilmesi ve aile içi şiddet olaylarının yaygın biçimde sürdüğünü anlatan yazar şöyle konuşuyor:
“ Çok kişi zanneder ki yazar bir şeyler yazarken, birtakım düşüncelerini empoze etmek istiyor. Belki bunu isteyen yazar da olabilir. Ama hangi konuda yazıyorsanız o konuda soru sormaya, düşünmeye, hissetmeye çağırırsınız gerçekte. Biraz sisli anlatımlar kullanmak insanları soru sormaya çağırır. Çok kesin, belirgin, köşeli anlatımlarla karşı taraf soru sormaz. Ya dediğini kabul eder ya da tümden reddeder”(08.12.1998,Cumhuriyet gazetesi).
Atasü, yazmanın bir aşama işi olduğunu belirterek üst düzeylere tırmanmanın birey, doğa, toplum gerçekliğinin daha derinlerine süzülebilmekle olacağını ve bunun gözlemsel, düşünsel, sezgisel, duyusal macerayı yetkin biçemler yaratarak yapılması gerektiğini belirtiyor (Atasü,1999,Cumhuriyet Kitap).
Öykü ve şiirin çağrışımsal yapıları nedeniyle birbirine yaklaştığı görüşünü dile getiren Atasü, kendisinin de zamanla imgesel-şiirsel bir yapıya kaydığını söylüyor. Öykü ve şiirin okuyucusunun iç dünyasına seslenmeyi hedeflediğini vurgularken, imgeyi, öykülerin farklı bölümlerini birbirine bağlayan bir kurgu öğesi gibi kullandığını belirtiyor. “ Pek çok şeyi bir anda ve az sözcükle ifade etmek için insan ister istemez imgeye başvuruyor. İmgeye başvurduğunuz zaman da şiire yaklaşmış oluyorsunuz bir yerde (Cumhuriyet Gazetesi[08.12.1998],s.13. )
Bu Ürüne Bakanlar Bunlarada Baktı
Kategoriye Ait En Çok Satan Ürünler
Kategoriler