Ara
24 Saatte Kargoda
Siparişleriniz aşağıda belirtilen şartlar dâhilinde, 24 saat içinde ilgili kargo firmasına teslim edilmektedir.
Hafta içi saat 17.00'ye kadar verilen siparişlerde geçerlidir. Cumartesi-Pazar ve resmi tatil günlerinde alınan siparişlerde geçerli değildir. Saat 17.00'den sonra verilen; ödemesi veya onayı 17.00'den sonra yapılan siparişler ertesi gün işleme alınır. Sepetteki tüm ürünlerin "24 Saatte Kargoda" taahhütüne sahip olması gerekmektedir.

Stoklu ürünlerde, sonradan tespit edilecek ürün kusurları sebebiyle gecikme yaşanabilir.
İade veya iptal gibi işlemler sebebiyle düzenlenen siparişlerde geçerli değildir.
24 saat içinde kargo firmasına verilen siparişlerin adrese teslim süresi, kargo firmasına ve teslimat adresine göre değişebilmektedir.
Mücbir sebep halleri saklıdır. KitapSeç bu taahhütte değişiklik yapma hakkını saklı tutar.
Satıcı Puanı: 9,9
Kitapsec.com müşterileri tarafından verilen zamanında gönderim, paketleme ve genel alışveriş deneyimi puanlarına göre satıcı puanı hesaplanmaktadır. Değerlendirmeler son 6 ay içerisinde yapılan değerlendirme sayısını vermektedir.

Eski Hikaye Kanat Kitap Yayıncılık

%20
165.00 TL
132.00 TL
Mağaza : KitapSeç
9,9
Yayınevi / Marka : Kanat Kitap Yayıncılık
ISBN : 9786056604393
Kazancınız : 33.00 TL
Kazanacağınız Puan : 132 Puan
Sayfa Sayısı : 216
Kitap Ebatı : 13x19
Bugün Ziyaret : 11 kişi bu ürüne baktı
Kargo İndirimi : 690 TL üzeri Kargo BEDAVA
Tedarik Süresi : En geç 01 Temmuz Pazartesi gününe kadar
Bu ürün size KitapSeç tarafından gönderilecektir

Eski Hikaye Kanat Kitap Yayıncılık

Fatma Berna Yıldırım, Eski Hikâye'de, dört ayrı makaleyle mitoslara eğiliyor:
• Romantik Bir Mitos: Dilin Kökeni
• Bir Dey-i Müzeyyen: Kariye ve Meryem
• Altın Arığ Destanı: Bir Siyasi Dönüşümün Matematiği
• İnsanlar, vahşiler, evcil hayvanlar: ‘Depegöz’ hikâyesinin kalabalık halkı

Eski Hikâye'nin ana teması, denilebilir ki, mitosların melezliği:
“Mitosların ne zaman, nerede, ne şekilde karşımıza çıkacağı hiç belli olmaz. Bazen ağırbaşlı felsefe metinlerine katışıverir; bazen felsefeyi de yedeklerine alıp bir kilisenin tavanlarını, duvarlarını süsler; bazen bir halkın kendisine etik inşa ederken kullandığı ibretlik bir hikâyecikte belirir; bazen de cinsiyet bölüntüsünü kullanarak ideal siyasi yapılanmayı tarif eden bir destana yerleşirler.

Kitaptaki makaleler felsefede yuvalanmış dilin kökeni mitosundan başlıyor; Hıristiyanlığın anlatılarından fazlaca uzaklaşmadan Kariye bezemelerindeki Meryem paradoksuna varıyor; ardından diğer dişillik bilmecesine, Altın Arığ’ın siyasi evrenine geçiyor ve nihayet bir tepegöz mitosu çeşitlemesinde etiğe ait zorlu bir felsefi meselenin belirmesini tartışarak son buluyor. Bu sıralama, melezlenmeler arasında belirlenen bir güzergâhtır elbette: Düpedüz felsefe saydığımızın mitosla, düpedüz tavan duvar süslemesi saydığımızın felsefe ve mitosla, düpedüz destan saydığımızın siyasi yapıyla; düpedüz halk hikayesi saydığımızın felsefeyle ve hepsinin birden tarihle melezlenmesini art arda dizen bir güzergah. Ve tabii ki melezlenmeler arasında değer derecelemesi olamayacağı için, olası güzergâhlardan sadece biridir.”

“Sohbetin koyulaştığı dost meclislerinde bazen şöyle bir şey olur: Topluluktan biri, az önce kendisinin anıştırdığı bir şey için, “eski hikaye, boş verin,” der, en ketum sesiyle... Ama gayet iyi biliriz, bir girizgâhtır bu, o hikaye anlatılacaktır, zaten kimse de “peki, boş verelim madem,” demez.

Hikaye, anlatıcısının meşrebine göre dallanıp budaklanır, temel olgularından ayrılıp olmadık ayrıntılara sapar, olmadık yerlere varır, hatta bazen hiçbir yere varmaz; tabii karşılığında dinleyicilerin de arada bir kopup gitme hakları bakidir. Ayrıca, anlatma işinin doğası gereği hikaye, söze döküldüğü anda “eski” olmaktan çıkar hem anlatıcısı açısından hiçbir zaman düz anlamıyla “eski” olmamıştır ki.

Bu kitapta, yukarıdaki durumların hepsinin yaklaşık bir karşılığı mevcut. Ele alınan eski mi eski hikayeler çeşitli anlatıcılar tarafından binbir türlü sebeple, binbir benzemez bakışla anlatılmış, anlatılıyor. Bunlar arasına katışan bu kitap da, tabii ki, dost meclisinin hikayecisi gibi, kendi versiyonlarını anlatıyor. O anlatıcıdan belki yegane farkı, metodoloji konusunda düşündüklerini de hikayelerine katıştırması. Zaten en çok da hikayeleri nasıl doğru düzgün ele alabileceğini düşünürken olmadık ayrıntılara sapıyor. Haliyle okurunun arada bir metinlerden kopma hakkı baki kalıyor. Ve dost meclisinin anlatıcısı gibi bu kitap da hikayelerini kesinlikle “eskimiş” saymıyor.”

Kategoriye Ait En Çok Satan Ürünler
Kategoriler