Dinlenen Ben, Rüya ve Terapi Dergisi, Sayı 10

Dinlenen Ben, Rüya ve Terapi Dergisi, Sayı 10

Dinlenen Ben elinizde tuttuğunuz 10. sayıyla beraber yayım hayatında 10. yılına giriyor. On yıl önce terapi ve rüyalar üzerine söylenecek pek çok özgün şeyin olduğunu düşünerek yola çıkan bir ruh sağlığı uzmanı ekibinin aynı heyecanı Dinlenen Ben çatısı altında sürdürmesi bizim için gurur verici. 10. sayının ilk sayfalarında Sümeyra Gülay’ın yas rüyalarını ve Fenomenolojik Rüya Benliği Modeli (FRBM)’ni konu edindiği doktora tez çalışmasından iktibas ettiği bir vaka yazısıyla karşılaşacaksınız. Gülay, yazısında rüyalara fenomenolojik bir bakış geliştirmenin yas sürecindeki bir danışanda meydana getirdiği terapötik dönüşümleri öykülüyor. Sümeyra Dil FRBM ile yaptığı bir rüya çalışması aracılığıyla terapide söylenemeyen pek çok şeyin rüyalarda nasıl da söylenir hale geldiğini, Suna Medin Nacar bir yas rüyasının sade ve özenli bir şekilde nasıl ele alınabileceğini, Mahmud Taş ise yaptığı rüya çalışmasında rüya benliği ve uyanıklık benliği yaşantıları arasında oluşan açı farkının terapötik açıdan önemini ve anlamını gösteriyor.10. sayıda da rüyaların nörobiyolojisini incelemeyi sürdürüyoruz. Mustafa Bilici’nin REM ve NREM rüyaları üzerine kaleme aldığı değerli hacimli yazı ilgilileri için önem arz ediyor. Abdullah Yıldırım ise rüyaların psikoterapideki yerini güncel nörobiyolojik tartışmalarla harmanlayarak tartışıyor. Fenomenoloji, Öznellik ve Edebiyat başlığında ilk olarak Hayrettin Kara’nın bir üniversitede şiir üzerine verdiği kıymetli bir dersin transkripsiyonuna yer veriyoruz. Bu başlık altında Gökhan Özcan fenomenolojik edebiyat eleştirisinde bazı yaratıcı teknikleri tanımlıyor ve William James’in bilinç modelini giriş sadedinde bir yazıyla tanıtıyor. Hasan Furkan Demirel Kafka ve Baba Katili yazısıyla rüyalar ve edebiyatı ilgi çekici bir şekilde buluşturuyor. Bu sayının Kitap Tanıtımı ve Eleştirisi bölümünde ise Mustafa Bilici Patrick McNamara’nın Uyku ve Rüyaların Sinirbilimi kitabını tanıtıyor. Terapi ve rüyalara dair söyleyeceğimiz hala pek çok şey var. Öyleyse sonraki sayıda yeniden buluşmak dileğiyle