En geç 18 Mart Salı gününe kadar |
Nüfusları kırk ila birkaç bin kişi arasında değişen yüzlerce kabilenin, Güney Amerika kıtasının her metre karesini kullanarak ve ekolojik ortamla tam bir uyum içinde sürdürdükleri yaşam biçimini ilkel olarak nitelendirmek istila ve katliamla ele geçirdikleri kıtayı hızla tahrip eden Batılıların yaşamını ise uygar addetmek, inandırıcılığını çoktan yitirdi. Fransız antropolog Pierre Clastres sayesinde, ilkel toplum ile uygar toplum arasındaki ayrımı, devletsiz toplum ile devletli toplum arasındaki ayrım olarak okumak gerektiğini artık öğrenmiş bulunuyoruz. Bugün, devletsiz toplum ile devletli toplum arasındaki derin uyuşmazlığı her yönüyle ortaya koyabiliyor ve buradan devlete karşı toplum lehine birtakım sonuçlar çıkarabiliyorsak, bunu Clastres'ın antropoloji ile siyaset felsefesini büyük bir ustalıkla harmanlayan gözü pek girişimine borçluyuz. Devlet, despotluk ve kiliseden habersiz; çevreyle uyumlu ve ihtiyaçları ölçüsünde bolluk içinde yaşayan ilkel toplum; devletli toplumların Bir'e, iktidara tapan, kıyıcı, hoşgörüsüz, tahakkümcü zihniyetine, 20. yüzyıla kadar nasıl direnebilmiş ve ayakta kalabilmişti? "Söz"ün gücüne büyük önem veren ve iktidarın, eşitsizliğin kokusunu alır almaz, peygamberlerinin peşine takılıp Kötülüğün Olmadığı Ülke'yi aramaktan çekinmeyen bir toplumun bilgeliği nereden kaynaklanıyordu? Bu toplum, eşitsizliği, despotun iktidarını önlemeyi ve bütünlüğünü korumayı nasıl başarmıştı? Ve hangi talihsiz, önlenemez noktada, ilkel toplum, uygar dediğimiz bugünkü devletli topluma dönüştü? Clastres'a göre, devletin kökeni bilmecesinin çözümü, kaos-doğa-iktidar ilişkisine atfedilen anlamda yatıyor. İlkel ya da devlete karşı toplum, iktidarı, doğanın bir benzeri, toplumu kaosa sürükleyebilecek, kontrol edilemez, olumsuz bir güç olarak belirlerken; uygar ya da devletli toplum, iktidarı doğanın kaosuna son verebilecek, onu kontrol altına alabilecek, olumlu bir güç olarak gördü. İlkel toplum, doğayı mitsel-dinsel bir çerçeve içine hapsederek zararsız hale getirmeye çalışırken; uygar toplum, doğayı iktidar ve devlet aracılığıyla bir köleye dönüştürdü ve sonunda tahrip etti. Doğanın kaosundan kurtulmaya çalışan uygar toplum, şimdi kendi yarattığı uygarlığın kaosuna batmış bulunuyor. Bu durumda bir kez daha sormak istiyoruz: Vahşiler mi daha bilgeydi, biz mi daha bilgeyiz?
1 |
![]() |
Bebeğiniz Uykuyu Çok Sevecek Sinem Gerger Akınal Koridor Yayıncılık |
160.00 TL
112.00 TL
| 1696 adet Satıldı |
2 |
![]() |
Yetişin Çocuklar Bebeklikten Ergenliğe Çocuk Yetiştirme Kılavuzu Selçuk Şirin Doğan Kitap |
210.00 TL
178.00 TL
| 950 adet Satıldı |
3 |
![]() |
Kardeşini Doğurmak Doğan Kitap |
340.00 TL
289.00 TL
| 871 adet Satıldı |
4 |
![]() |
Çocuklar İçin Beş Sevgi Dili Koridor Yayıncılık |
190.00 TL
133.00 TL
| 787 adet Satıldı |
5 |
![]() |
Çocuğunuza Sınır Koyma Yakamoz Yayınevi |
250.00 TL
150.00 TL
| 671 adet Satıldı |
6 |
![]() |
Kişilik Gelişiminde Cezasız Eğitim Timaş Yayınları |
295.00 TL
221.25 TL
| 651 adet Satıldı |
7 |
![]() |
Mahremiyet Eğitimi Timaş Yayınları |
250.00 TL
187.50 TL
| 528 adet Satıldı |
8 |
![]() |
Türkçülüğün Esasları Ötüken Neşriyat |
140.00 TL
98.00 TL
| 512 adet Satıldı |
9 |
![]() |
Sosyolojik Düşünmek Ayrıntı Yayınları |
320.00 TL
240.00 TL
| 492 adet Satıldı |
10 |
![]() |
Okulsuz Toplum Şule Yayınları |
220.00 TL
154.00 TL
| 441 adet Satıldı |