Ara
24 Saatte Kargoda
Siparişleriniz aşağıda belirtilen şartlar dâhilinde, 24 saat içinde ilgili kargo firmasına teslim edilmektedir.
Hafta içi saat 17.00'ye kadar verilen siparişlerde geçerlidir. Cumartesi-Pazar ve resmi tatil günlerinde alınan siparişlerde geçerli değildir. Saat 17.00'den sonra verilen; ödemesi veya onayı 17.00'den sonra yapılan siparişler ertesi gün işleme alınır. Sepetteki tüm ürünlerin "24 Saatte Kargoda" taahhütüne sahip olması gerekmektedir.

Stoklu ürünlerde, sonradan tespit edilecek ürün kusurları sebebiyle gecikme yaşanabilir.
İade veya iptal gibi işlemler sebebiyle düzenlenen siparişlerde geçerli değildir.
24 saat içinde kargo firmasına verilen siparişlerin adrese teslim süresi, kargo firmasına ve teslimat adresine göre değişebilmektedir.
Mücbir sebep halleri saklıdır. KitapSeç bu taahhütte değişiklik yapma hakkını saklı tutar.
Satıcı Puanı: 9,9
Kitapsec.com müşterileri tarafından verilen zamanında gönderim, paketleme ve genel alışveriş deneyimi puanlarına göre satıcı puanı hesaplanmaktadır. Değerlendirmeler son 6 ay içerisinde yapılan değerlendirme sayısını vermektedir.

Ceza Hukuku Dergisi Sayı: 40 - Ağustos 2019 Seçkin Yayınevi

SÜPER FİYAT
49.90 TL
Bu ürün tedarik aşamasındadır
Mağaza : KitapSeç
9,9
Yayınevi / Marka : Seçkin Yayınevi
ISBN : 1307085119085
Kazanacağınız Puan : 49 Puan
Sayfa Sayısı : 308
Kitap Ebatı : 16x24
Bugün Ziyaret : 3 kişi bu ürüne baktı
Kargo İndirimi : 590 TL üzeri Kargo BEDAVA
Tedarik Süresi : Yaklaşık 2 İş Günü
Bu ürün size KitapSeç tarafından gönderilecektir

Ceza Hukuku Dergisi Sayı: 40 - Ağustos 2019 Seçkin Yayınevi

Değerli Okurlar,

CHD'nin yeni bir sayısında daha sizlerle birlikte olmanın mutluluğu ve heyecanını yaşıyoruz. Her sayımızda olduğu gibi bu sayımızda da birbirinden değerli ve yetkin bilimsel çalışmaları sizlerle buluşturuyoruz. Bu bağlamda ciddi bir emeğin sonucu olarak ortaya çıkan bilimsel çalışmalarını CHD vasıtasıyla bilim dünyasında tartışmaya açmayı tercih eden değerli yazarlarımıza içtenlikle teşekkür ederiz. Aynı şekilde CHD'nin yıllardır muhafaza ettiği nitelikli bilimsel yayıncılık çizgisinin en büyük güvencesi olan değerli hakemlerimize gösterdikleri titizlik ve hassasiyet için de ayrıca ve özellikle şükranlarımızı iletmek isteriz.

Ağustos ayı ülkemiz açısından yine çok acı olayların yaşandığı ve bu acı olaylarla birlikte bazı gerçeklerle yüzleştiğimiz bir ay oldu. Vahşice işlenen cinayetler, ormanlarımızla birlikte pek çok türden canlının da yok olmasına sebep olan doğa katliamları yine akıllara aynı çözüm yolunu getirdi: Yeni cezalar getirmek ve mevcut cezaları arttırmak. Açıkçası bu durum bizleri şaşırtmamıştır. Yine çok boyutlu (kültürel, ekonomik, politik, sosyolojik, psikolojik vb.) problemler karşısında bu problemlerin temelini tartışmak yerine, birer tezahürden ibaret olan tekil olayların yarattığı infialin etkisi altında adeta bir "imdat çekici" gibi karşımızda duran ceza hukuku enstrümanlarına sarılmaktayız. Halbuki daima dile getirdiğimiz gibi ceza hukuku sihirli bir değnek değildir. Daha önce sayısız kez denenmesine ve bir başarı elde edilemediği görülmesine rağmen ceza hukukuyla bir toplum inşa edilmeye çalışılmaktadır. Halbuki ceza hukukunun son araç (ultima ratio) olma özelliğinin tarihsel bir gerçekliği vardır. Bunu tam tersine çevirerek ilk ve öncelikli araç (prima/sola ratio) haline getirmek ceza hukukunun doğasına aykırı bir durumdur.

Yukarıda söylenenlere paralel olarak ceza hukuku enstrümanlarını yegâne çözüm aracıymış gibi plansızca kullanmanın sebep olabileceği çok büyük bir tehlike de kendini iyiden iyiye hissettirmektedir. Şöyle ki; ceza hukuku bir bütün olarak hukuk sisteminin güvenilirliğinin en önemli dayanağıdır. Bir toplumda hukuk sistemine güvenin göstergesi o toplumda ceza hukukuna olan güvenin derecesidir. Ceza hukukuna olan güven ne denli azalırsa, hukuk sisteminin bütününe olan güven de o denli azalır. Eğer ceza hukukunun, doğasına aykırı olan çok ağır yüklerin (örneğin toplumsal sorunları tek başına çözme) altında ezilmesine izin verilirse ya da toplumda oluşturulan suni beklentinin gerçeklememesi durumunda bütün fatura ceza adaletini gerçekleştirmek için çaba harcayan aktörlere kesilirse, o zaman ceza hukuku hukuk sistemi içindeki bütün ağırlığını kaybeder ve toplumda insanların "kendi adaletini kendi tesis etme" refleksi harekete geçer. Bu takdirde iş daha da içinden çıkılmaz bir hal alır. İnsanlık tarihi boyunca büyük sınavların ve acı tecrübelerin bir sonucu olarak oluşturulmuş ceza hukuku ilkelerinin anlamsızlaştırılmasına, değersizleştirilmesine izin vermemeliyiz. Her yeni vahşi cinayette, her yakılan ormanda, her yeni toplumsal anlaşmazlıkta somut olayın vehametini ön plana çıkarıp ceza kanunlarını yap boz tahtasına çeviren yaklaşımın karşısında söz konusu sorunların gerçek çözümü için gerçek sorumluların yapmaları gerekeni kararlılıkla ve yüksek sesle hatırlatmalıyız. Ceza hukuku silahını kullanmanın bir bedeli olduğunu asla unutmamalı unutturmamalıyız.

Bir sonraki sayımızda yeniden bu satırlarda buluşabilmek umuduyla iyi okumalar dileriz

Prof. Dr. Veli Özer ÖZBEK Arş. Gör. İlker TEPE

Konu Başlıkları
Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarda Rızanın Niteliği, Prof. Dr. Berrin AKBULUT
Yargıtay Bozma Kararı Üzerine Yapılan Yargılama, Doç. Dr. Seydi KAYMAZ
İşkence Suçunda Tipik Fiil Yönünden ‘Acı ve Ezanın Ağırlığı' ile Suçun ‘Sistematik ve Belli Bir Süreç İçinde İşlenmesi' Ölçütlerinin Değerlendirilmesi, Dr. Öğr. Üyesi Öznur SEVDİREN
Haksızlık Hatasının Kaçınılabilir Olduğunu Gösteren Ölçütlerin Kanunda Öngörülmesi: Avusturya Ceza Kanunu Örneği, Dr. Rahime ERBAŞ
Ceza Muhakemesinde Gizli Soruşturmacı Görevlendirilmesi Tedbiri, Ramadan SANIVAR
Ek Savunma Hakkı, Erdi ÖZMEN
Hangi Düşman Ceza Hukuku? Onur ÖZKAN

Bu Ürüne Bakanlar Bunlarada Baktı
Kategoriye Ait En Çok Satan Ürünler
Kategoriler