Dünya üzerinde yaşayan insan sayısınca çeşitlendi algılar. Bu yüzden herbirimizin farklı hayalleri, umutları, inançları, beklentileri oluştu ve beklentilerimizin çeşitliliği ölçüsünde umursadık diğer yaşamları.
Bundan dolayıdır ki çağdaş algılar "öteki"nin hayatı üzerinde yoğunlaştı.

Her birimiz diğerimiz için merak malzemesi olmakla kalmadık, merakımızı giderecek mekanizmaları da yekdiğerimizde aradık, bazen de bulduk.

Bulamadıklarımızı başkalarının deneyimleri üzerinden anlamaya çalıştık.

Bu da çağdaş sanatları çeşitlendirdi, farklılaştırdı, özelleştirdi. İyi ve kötüyü, doğru ve yanlışı, güzel ve çirkini yarattı.
Bugün artık dünyada bildiğimiz tüm sanat dalları birbiriyle içiçe geçmekle kalmadı, her bir sanatdalı diğerini de etkiledi, farklılaştırdı, geliştirdi, değiştirdi.

Bu dönüşüm sarmalından yola çıktığımızda görüyoruz ki; dünyada edebiyat kimilerine göre artık bir yolayrımında. Bu yüzden tam da saydığımız nedenlerle edebiyat ya küçük bir azınlığın ifade biçimi haline gelerek elitist bir akımın kendini anlatma ve ifadelendirme biçimi olacak veya diğer sanatdallarından da beslenerek hepsinden daha anlaşılır hale gelerek, kitlesel bir iletişim ve anlaşılma aracı olarak sonsuza dek anlamından hiçbirşey kaybetmeyecek.

Bunu ne mi belirleyecek.

Elbette okuduklarımız ve yazdıklarımız.

Bugün bulunduğumuz yerden bütün bu kritikleri yapmak kolay ancak sonucu kestirmek zor.

Biz bu sonuca katkı sunacak her türlü metni, malzemeyi, materyali paylaşmak, paylaştırmak, zenginleştirmek için geldik.

İnanıyoruz ki; her güzel şey gibi yazı da sonsuza kadar hayatımıza değer katmaya devam edecek...