En geç 07 Ocak Salı gününe kadar |
Gökalp'a göre siyasi inkılâp kolay olduğu halde sosyal inkılabı gerçekleştirmek dışarıdan göründüğü kadar kolay değildir. Çünkü sosyal inkılâp, duyguların ilerlemesine ve yükselmesine bağlıdır. Duygular asırlardır süren toplumsal alışkanlıklara bağlı olduğu için, yeni duyguların ve hissedişlerin yaratılabilmesi için ciddi gayret gerekmektedir. Gökalp'a göre sosyal inkılâp, eski hayatı beğenmeyerek yeni bir hayat yaratmaktır. Yeni hayat demek; yeni iktisat, yeni aile, yeni felsefe, yeni, ahlak, yeni siyaset, yeni hukuk demektir. Eski hayatı değiştirmek, yeni bir yaşayış yaratmakla mümkündür. Yeni hayatı yaratmak ve anlamak için hakiki kıymetleri aramak ve bulmak lazımdır. Gökalp, Yeni Hayat başlığı altında bir araya getirilen şiirlerinde Türkçülük mefkûresini geniş halk kitlelerine daha kolay tanıtabilmek ve onu duygu temelinde işleyebilmek için Türkçenin adeta bütün imkânlarını seferber eder.
Deme bana “Oğuz, Kayı, Osmanlı…”
Türk'üm, bu ad her unvandan üstündür…
Yoktur Özbek, Nogay, Kırgız, Kazanlı,
Türk milleti bir bölünmez “bütün”dür...
Yazar Hakkında
|
Ziya GökalpTam adı Mehmet Ziya Gökalp, 23 Mart 1875`te Diyarbakır`da doğdu. 25 Ekim 1924`te İstanbul`da yaşamını yitirdi. Asıl ismi Mehmet Ziya. Babası yerel bir gazetede çalışan memurdu. Eğitimine Diyarbakır`da başladı. Amcasından geleneksel İslam ilimlerini öğrendi. 18 yaşında intihara teşebbüs etti. Bir yıl sonra 1895`te İstanbul`a gitti. Baytar Mektebine kaydını yaptırdı. Buradaki öğretimi sırasında İbrahim Temo ve İshak Sukûti ile ilişki kurdu. Jön Türkler`den etkilendi. İttihat ve Terakki Cemiyeti`ne katıldı. Muhalif eylemleri nedeniyle 1898`de tutuklandı. Bir yıl cezaevinde kaldı. Serbest bırakıldıktan sonra 1900`de Diyarbakır`a sürgüne gönderildi. 1908`e kadar Diyarbakır`da küçük memuriyetler yaptı. 2`nci Meşrutiyetten sonra İttihat ve Terakki`nin Diyarbakır şubesini kudu ve temsilcisi oldu. "Peyman" gazetesini çıkardı. 1909`da Selanik`te toplanan İttihat Terakki Kongresi`ne Diyarbakır delegesi olarak katıldı. Bir yıl sonra, örgütün Selanik`teki merkez yönetim kuruluna üye seçildi. 1910`da kurulmasında öncülük yaptığı İttihat Terakki İdadisi`nde sosyoloji dersleri verdi. Bir yandan da "Genç Kalemler" dergisini çıkardı. 1912`de Ergani Maden`den Meclis-i Mebusan`a seçildi, İstanbul`a taşındı. Türk Ocağı`nın kurucuları arasında yer aldı. Derneğin yayın organı "Türk Yurdu" başta olmak üzere Halka Doğru, İslam Mecmuası, Milli Tetebbular Mecmuası, İktisadiyat Mecmuası, İçtimaiyat Mecmuası, Yeni Mecmua`da yazılar yazdı. Bir yandan da Darülfünun-u Osmani`de (İstanbul Üniversitesi) sosyoloji dersleri verdi.
1`inci Dünya Savaşında Osmanlı`nın yenilmesinden sonra tüm görevlerinden alındı. 1919`da İngilizler tarafından Malta Adası`na sürgüne gönderildi. 2 yıllık sürgün döneminden sonra Diyarbakır`a gitti, Küçük Mecmua`yı çıkardı. 1923`te Maarif Vekaleti Telif ve Tercüme Heyeti Başkanlığı`na atandı, Ankara`ya gitti. Aynı yıl İkinci Dönem Türkiye Büyük Millet meclisi`ne Diyarbakır mebusu olarak girdi. 1924`te kısa süren bir hastalığın ardından İstanbul`da yaşamını yitirdi. Osmanlı Devleti`nin parçalanma sürecinde yeni bir ulusal kimlik arayışına girdi. Düşüncesinin temelinde, Türk toplumunun kendine özgü ahlaki ve kültürel değerleriyle, Batı`dan aldığı bazı değerleri kaynaştırarak bir senteze ulaşma çabası yatıyordu. "Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak" diye özetlediği bu yaklaşımın kültürel öğesi Türkçülük, ahlaki öğesi de İslamcılıktı. Uluslararası kültürün yapıcı öğesinin ulusal kültürler olduğunu savundu. Saray edebiyatının karşısına halk edebiyatını koydu. Batı`nın teknolojik ve bilimsel gelişmesini sağlayan pozitif bilim anlayışını benimsedi. Dini, toplumsal birliğin sağlanmasında yardımcı bir öğe olarak değerlendirdi. Toplumsal modeli, Emile Durkheim`in teorik temellerini kurduğu "dayanışmacılık" temelinde şekillendi. Bireyi temel alan liberalizm ile çatışmacı toplumu temel alan Marksizm`e karşı mesleki örgütleri temel toplum birimi olarak kabul eden solidarizmde karar kıldı. Toplumsal ve siyasi görüşlerini anlattığı sayısız makale yazdı. "Türkçülük" düşüncesini sistemleştirdi. Milli edebiyatın kurulması ve gelişmesinde önemli rol oynadı. |
1 |
Henüz Vakit Varken Gülüm Nazım Hikmet Ran Yapı Kredi Yayınları |
80.00 TL
56.00 TL
| 2518 adet Satıldı |
2 |
Yanlızlık Paylaşılmaz Yapı Kredi Yayınları |
90.00 TL
63.00 TL
| 1376 adet Satıldı |
3 |
Sakın Şaşırma Yapı Kredi Yayınları |
80.00 TL
56.00 TL
| 1264 adet Satıldı |
4 |
Yedi Güzel Adam Cahit Zarifoğlu Beyan Yayınları |
150.00 TL
105.00 TL
| 1263 adet Satıldı |
5 |
Büyük Saat Yapı Kredi Yayınları |
420.00 TL
294.00 TL
| 1233 adet Satıldı |
6 |
Üvercinka Can Yayınları |
145.00 TL
101.50 TL
| 913 adet Satıldı |
7 |
Ahlar Ağacı Metis Yayınları |
130.00 TL
104.00 TL
| 826 adet Satıldı |
8 |
Sevda Sözleri Can Yayınları |
350.00 TL
245.00 TL
| 766 adet Satıldı |
9 |
Çiçek Senfonisi Yapı Kredi Yayınları |
280.00 TL
196.00 TL
| 715 adet Satıldı |
10 |
Yerçekimli Karanfil Yapı Kredi Yayınları |
80.00 TL
56.00 TL
| 674 adet Satıldı |