Kategoriler KPSS Kitapları Yayınevleri Yazarlar Mağazalar Çok Satanlar Kampanyalar Yeni ÇıkanlarSipariş TakibiMağaza Aç
ARA
Satıcı Puanı: 9,9
Kitapsec.com müşterileri tarafından verilen zamanında gönderim, paketleme ve genel alışveriş deneyimi puanlarına göre satıcı puanı hesaplanmaktadır. Değerlendirmeler son 6 ay içerisinde yapılan değerlendirme sayısını vermektedir.

The Letters of a Post-Impressionist Being the Familiar Correspondence of Vincent Van Gogh Gece Kitaplığı

The Letters of a Post-Impressionist Being the Familiar Correspondence of Vincent Van Gogh Gece Kitaplığı | 9786257426305
Üretici Liste Fiyatı: 112.00 TL
Kitapseç Fiyatı:73.00 TL
ISBN / BARKOD
:
9786257426305
Mağaza
:
Yayınevi / Marka
:
Yazar
:
Kazancınız
:
39.00 TL
Kazanacağınız Puan
:
73 Puan
Basım Tarihi
:
Sayfa Sayısı
:
174
Kitap Ebatı
:
13,5x21
Kargo İndirimi
:
690 TL üzeri Kargo BEDAVA
Tedarik Süresi
:
En geç 28 Nisan Pazar gününe kadar
Bu ürün size KitapSeç
KİTAPSEÇ PAZARYERİ
Tüm satıcılarımız Kitapseç hizmet standartlarını garanti eder.
Ücretsiz İade
Hızlı Teslimat
Müşteri Desteği
Satıcı: KitapSeç
Satıcı Ünvanı: ADRES7 Elektronik Ticaret ve Bilişim Hizmetleri Anonim Şirketi
İletişim: Satıcıların iletişim e-posta adresi kitapsec tarafından kayıt altındadır.
tarafından gönderilecektir.

The Letters of a Post-Impressionist Being the Familiar Correspondence of Vincent Van Gogh Gece Kitaplığı

VINCENT VAN GOGH was born in 1853, at Groot-Zundert, a village in the province of North Brabant in Holland, and was the son of a clergyman. Like his two uncles, he was destined to be an art dealer, and from the time when he finished his education, until his twenty-third year, he worked for the firm of Goupil at The Hague, in London, and in Paris. He left Paris to return to England, where for a short time he was engaged as a schoolmaster in the country. But this did not satisfy him either; and he now wished to study theology at Amsterdam. When, however, he discovered that these studies also failed to give him precisely what he was seeking he left for Belgium, where he went among the miners as an evangelist. There among the coal-mines he began to draw. After going to Brussels he returned in 1881 to his home, where he began to pursue independent studies until he moved to The Hague, and for the first time entered into relations with other painters. In 1883 he went into the province of Drenthe, and very shortly afterwards back again to Brabant, where he worked strenuously until 1885. The things he drew and painted there, in Zundert, were already stamped with an exceedingly strong personal character, though they are very different from the works belonging to his later French period. In 1885 he attended the Academy of Antwerp for a few months, and in the spring of 1886 we find him in Paris, where, thanks to his brother, Theodore van Gogh, an art dealer with exceptionally good taste, he became acquainted with the art of the Impressionist school, and entered into personal relations with one or two of its exponents. Very soon after this he travelled southward, and worked first at Arles and later at St. Remy. In the works of this 
Yazar Hakkında

Vincent van Gogh

Vincent Van Gogh, 30 Mart 1853 tarihinde, Hollanda’nın güneyindeki Brabant bölgesinde, Groot-Zundert köyünde dünyaya geldi. Ailesinde bankacı, büyük tüccar, tablo satıcısı gibi zengin kişilerin bulunmasına rağmen babası bir köy papazıydı.

12 yaşında iken komşu kasabanın okuluna gönderilen Vincent, kafasının her şeyi gayet yavaş kavraması yüzünden eğitim ve öğrenim işini yüzüstü bıraktı. Babası onu 16 yaşındayken, önce La Haye’deki, sonra Brüksel’deki «Goupil» galerilerine resim satış memuru olarak yerleştirdi. 1873’te, Goupil Galerisi’nin Londra şubesine atandı. Burada kiracı olarak kaldığı evin kızı Ursula Loyer ile, 1875’te evlenmek istedi. Teklifinin reddedilmesi üzerine ilk ruhi bunalımını geçirdi. Londra’dan kaçtı, Goupil Galerisi’nin Paris şubesine geçti. Fakat burada da barınamadı. Müşterilerle, kurum yöneticileriyle anlaşmazlıklar çıkarıyordu. İşinden ayrılıp evine döndü.

Ne yapmak istediğini bilmiyordu, işsiz güçsüz avare avare dolaşıyor bu arada resim galeri ve müzelerini dolaşıyor, resimler yapıyordu. Çeşitli memleketleri dolaştı. Lisan öğretmenliği rahip yardımcılığı, kitap satıcılığı yaptı; ilahiyat dersleri aldı. Madenlerde papazlık yaptı, sefalet içinde yüzdü. Van Gogh’un Borinage madenlerindeki işçilere yardım için çırpınışı, katlandığı mahrumiyetler, karşılaştığı güçlükler kendisine hem deli, hem veli şöhretini kazandırdı. Köylüler ve maden işçileri ona çağdaş bir İsa gözüyle bakıyorlardı. Kendisi hasta, fakirdi ve sadakayla yaşıyordu. Kardeşi Theo buraya gelip ölmek üzere olan Van Gogh’u kurtardı, Brüksel’e götürdü. Ama, ruhi dengesi büsbütün bozulmuş, harap olmuştu. Korkunç gerçeklerle teması, Tanrı inancını kaybettirmişti.

Brüksel’de ressam Ridden van Rappart ile tanıştı; ondan dersler aldı, anatomi ve perspektif öğrendi. Theo, onun resim kabiliyetini sezmişti, paraca yardım ediyordu.

Etten Şehri’ne yerleşmiş olan ailesinin yanına dönünce Kate adındaki dul kuzenine aşık oldu. Kadın, Van Gogh’un evlenme teklifini reddetti. 1883’e kadar La Haye’de kaldı. Akrabası olan ünlü ressam Mauve’dan resim dersleri aldı. İlk yağlı boya resimlerini 1881-1883’te yaptı. Bir süre Christine adında bir fahişe ile yaşadı. Sonra ailesinin yanına döndü komşularından Margot Begemann adında bir kadınla sevişmeye başladı. Ailesi evlenmelerine razı olmayınca Margot intihara teşebbüs etti. Bu olay Van Gogh’un hayatını büsbütün altüst etti.

Babası 1885’te ölünce, kardeşi Theo’nun da etkisiyle 1886’da Paris’e gitti. Pariste yaşayan kardeşi Theo, onu evine aldı, barındırdı, baktı. Eline her türlü resim malzemesini verdi. Vincent Van Gogh, Ressam Cormon’un atölyesine yazıldı. Burada Toulouse – Lautrec ile empresyonist ressamlarla tanıştı. İçinde, bir türlü dile getiremediği coşkun bir insanlık sevgisi, sonsuz bir merhamet hissi vardı ki, bunları kelimelerin yardımı olmadan boyalarla anlatmak zorundaydı. Pissarro, Degas, Seurat, Signac ve Gauguin‘le Tamborin Barı’nda ve tablocu Baba Tanguy’nin dükkanında tanıştı. Bir ara «Noktacı-Pointillist» resim tekniğini benimsedi. Paris’te kaldığı bir yıl içinde 200’den fazla resim yapmıştı. 1888’de, Lautrec‘in aklına uyarak, güney Fransa’da, daima güneşli ve yazın çok sıcak olan Arles Kasabası’na gitti. Akdeniz’in laciverdi onu büyüledi. Gauguin, ona misafir geldi.

Van Gogh resmi o kadar seviyordu ki, boyayı tüpten doğruca tuval üzerine sıkıyor, parmağıyla eziyordu. Bazen hırsını alamıyor, boya yiyor; yemeklere renk versin diye boya katıyordu!

Yaz sıcaklarında, tarlalarda güneş altında çalışmak sinirlerini büsbütün harap etti. 1890’da bir gece (23 Aralık), küstah tavırlar takınan Gauguin‘in gırtlağını ustura ile kesmeye kalkıştı. Bereket, Gauguin güçlü kuvvetli bir ressamdı. Van Gogh hırsını alamayınca kızdı kendi kulağını kesti ve şehrin genelevinde tanıdığı bir kıza götürüp verdi.

Gauguin kaçmıştı. Theo Paris’ten geldi. Van Gogh’u iki hafta için hastaneye yatırdılar. Burada hayaller görmeye başladı. Arles’de hayatının en güzel 200 tablosunu yapmıştı. Kendi isteği üzerine Arles yakınlarındaki Saint-Remy akıl hastanesine girdi. Bir süre sonra başka bir akıl hastanesine yatırıldı.

1890’da, «Mercure de France» Dergisinde, hakkında yazılan ilk yazı yayınlandı. «Kırmızı Üzüm Bağı» adlı tablosu da, hayatta iken satılan ilk ve son tablosu oldu. Van Gogh hastaneden çıkıp Paris’e, Theo’nun evine gitti. 1890 yılının 27 Temmuz günü, Auvers’te, tarlalarda resim yaparken, daha önce tedarik ettiği tabancasını çekti, göğsü ile karnı arasına ateş etti. Kardeşi Theo yetişti. İki gün daha yaşadı ve 29 Temmuz 1890’da öldü. Bir yıl sonra, kardeşi Theo da öldü. Auvers’te yanyana gömüldüler.

Van Gogh, ölümünden 10 yıl sonra ortaya çıkacak «Fauve» ressamlarına hareket noktası olmuş «ekspresyonistler»i etkilemiş; kendinden önceki dönemlerin, çok sağlam sanılan geleneklerini bir hamlede yıkmıştır. Renkçilikte ve «itibari» boya kullanmakta, hürriyeti sonsuza kadar götürmüştü. Resimde «konu»nun önemi olmadığını, herhangi bir konunun sanat gücünü ifadeye neden olabileceğini ispat etti. «Çizgi halindeki tuşlar» ile çalışması da resim sanatına getirdiği yeniliklerdendir. Sanat gücü, denge hissinde ve ifadesindesiydi. Ölümünden sonra, Paris’te «Bağımsız Sanatçılar» sergisinde eserleri teşhir edildi ve bir anda meşhur oldu. 37 yıllık ömrünün son 3-4 yılında yaptığı tablolar ile resim dünyasının ölmezleri arasına girdi.
Bu Ürüne Bakanlar Bunlarada Baktı

1

İnan Bana Vincent, Otantik Kitap, Vincent van Gogh, 9786257394826
İnan Bana Vincent Otantik Kitap
Mağaza: KitapSeç
95.00 TL
Son
4
ürün
Aynı gün Kargo

2

Theo`ya Mektuplar Remzi Kitabevi 9789751417862
Theo`ya Mektuplar Remzi Kitabevi
Mağaza: KitapSeç
110.00 TL82.50 TL
Aynı gün Kargo

3

Theo`ya Mektuplar Yapı Kredi Yayınları 9789753635516
Theo`ya Mektuplar Yapı Kredi Yayınları
Mağaza: KitapSeç
160.00 TL113.00 TL
Bu Ürün Bugün 2 defa
Ziyaret Edilmiştir...
Kategoriye Ait En Çok Satan Ürünler
1
Ermiş İndigo Kitap Ermiş İndigo Kitap
34.00 TL 22.10 TL
1999 adet Satıldı
3
Komünist Manifesto Can Yayınları Komünist Manifesto Can Yayınları
75.00 TL 52.50 TL
1300 adet Satıldı
4
İdeal Devlet Hasan Ali Yücel Klasikleri İdeal Devlet Hasan Ali Yücel Klasikleri
54.00 TL 38.74 TL
1181 adet Satıldı
7
Mutlu Olma Sanatı Arthur Schopenhauer Can Yayınları Mutlu Olma Sanatı Arthur Schopenhauer Can Yayınları
59.00 TL 41.30 TL
726 adet Satıldı
8
Eğitim Felsefesi Say Yayınları Eğitim Felsefesi Say Yayınları
175.00 TL 136.50 TL
687 adet Satıldı
9
İyinin ve Kötünün Ötesinde Hasan Ali Yücel Klasikleri İyinin ve Kötünün Ötesinde Hasan Ali Yücel Klasikleri
56.00 TL 39.20 TL
625 adet Satıldı
BAŞA DÖN