KitapSeç | 9,9 |
Yaklaşık 2 İş Günü |
|
|||||
Satıcı: KitapSeç Satıcı Ünvanı: ADRES7 Elektronik Ticaret ve Bilişim Hizmetleri Anonim Şirketi İletişim: Satıcıların iletişim e-posta adresi kitapsec tarafından kayıt altındadır. |
Setin İçindeki Kitaplar
Hırçın Kız
“Huysuz bir kadın suyu bulanmış çeşmeye benzer. Kararmış, çamurlanmış, hastalanmış ve uzaklaşmıştır iştah uyandırmaktan. İnsan susuzluktan perişan olsa bile, içemez o çamurlu sudan” diyor üstat Shakespeare, kahramanı Katharina’nın ağzından. Shakespeare sahnelenmek üzere özgün bir hikâye hiç uydurmamış desek yeridir. Başına buyruk bir kadının yola getirilmesini sahneye taşımak için 14. yüzyılda İspanya’da Kastil diliyle yazılmış olan “pek özgür kişilikli, çok ateşli bir tabiatı olan bir kadınla evlenen genç bir adam” hakkında bir hikâyeden yararlandığı söylenir. Londra’da ilk kez 1593’te sahnelendiği tahmin edilen Taming of the Shrew (Huysuz Kadının Evcilleştirilmesi) Türkçeye ilk kez ancak 1934’de çevrilebilmiş. Yani 400 yaşını aşmış bu yapıtla tanışıklığımız sadece 80 yıllık... Yapıtı dünya çapında üne kavuşturan birçok uyarlama yapıldı. En iyi bilineni müziğini Cole Porter’ın yaptığı 1948 tarihli Kiss me Kate müzikaliydi.
Yalnızca sahnelerde değil, 1912’den başlayarak beyaz perdede, 1939’dan başlayarak TV ekranlarında da boy gösterdi Hırçın Kız. Sayılamayacak kadar çok kez hem de. Ve işte o ünlü hikâye bu kitabın içinde… ZA.
Yetişkinlere Shakespeare
William Shakespeare sayısız kuşaklara hitap etmiş, oyunları bu gök kubbe altındaki tüm dillere çevrilmiş bir ozan. Ama acaba o ve eserleri hakkında ne kadar bilginiz var? Çoğumuz için Shakespeare biraz göz korkutucu ve (fısıldayarak söyleyebilirsiniz) azıcık da yorucu olabilir. Bazı oyunlarında uyukluyor musunuz? Olaylar kafanızı mı karıştırıyor? Merak etmeyin, bu konuda yalnız değilsiniz. O halde hakkında daha fazla bilgi edinmek, onunla daha çok yakınlaşmak, hatta çocuklarınızın ödevlerine yardımcı olmak için bu kitabı okumanız gerek. Kitapta araştırmacıları uğraştıran karmaşık sorunları da ele alıyoruz: Oyunlarını gerçekten o mu yazdı? Oyunları onun çağında nasıl oynanırdı? Sonelerindeki “Esmer Hanım,” “Sarışın Genç” kim olabilir? Üstelik yazdıklarının tarihi çerçevesi, özel yaşamı, çağdaşları ve etkileşimleri, dili ve şiirsel yeteneği, çok bilinen tiratları ve yapıtlarından ünlü alıntılar, icat ettiği deyişlerle sözcükler gibi ek bilgileri de cabası. Stratfordlu eldivencinin oğlu ve onun hayal gücümüz ve dilimiz üstündeki benzersiz etkileri sayesinde dünya çok daha zengin bir yer oldu ve umarız ki bu kitabı okuyup bitirdiğinizde siz de aynen bizim gibi büyük bir hayranlık ve coşku içinde kalacaksınız.
On İkinci Gece
“Ah, o dostlar! Yüzüme gülüyorlar, arkamdan neler söylüyorlar. Oysa düşmanlar... Küfürlerini yüzüme karşı sıralayıp, gözlerimin içine bakıp sövüyorlar bana. Düşmanımla kendimi tanıyorum, dostumla aldanıyorum.”
Evrensel gerçeklerin bilge ozanı Shakespeare soytarı Feste’ye bu sözleri söyletir On İkinci Gece’de. Shakespeare’in iki adı olan nadir oyunlarından biridir Twelfth Night ya da What You Will (Nasıl Arzu Ederseniz). Bilinen adının On İkinci Gece olmasının nedeni, İngiliz Kraliyet sahnelerinde Noel’in on ikinci gecesi oynanmak üzere yazılması. Birçok yanlış kurulmuş, yanlış giden aşk ilişkisinin anlatıldığı oyun, Noel şenliklerinin bu özel gününde olduğu gibi, her şeyin ters yüz olduğu, yanlışlık üstüne yanlışlık yaşandıktan sonra mutluluğun herkesin kapısını çaldığını anlatan, neşeli mi neşeli bir komedi. İnsan Malvolio’nun düştüğü tuzağa mı yansın, tuzaktaki perişan haline mi gülsün, aşk ilişkilerinin çetrefil gidişatına mı şaşsın, bilemez. Shakespeare’in karmaşık aşk ilişkilerini dile getirirken döktürdüğü yanık dizeler ise tam gülecekken hüzünlendirir insanı, aşk ölümle, kederle, hüzünle iç içe geçer, metni dinlerken ılık bir rüzgâra kapılır, savrulursunuz. Yaşamın ozanıdır Shakespeare, yaşamın aynasıdır On İkinci Gece.ZA
Kısasa Kısas
“Dünyada değişen bir şey yok. İyilik öylesine kızgın alevlerle karşılaşıyor ki, ancak her şey hepten çökerse dünya düzelecek gibi. Sadece yeni olan talep ediliyor; eskiyen her şey tehlikeye düşüyor. Herhangi bir şeyde sebat etmek cesaret ister oldu. Toplumların güvencesini sağlayan gerçekler zorla ayakta kalabiliyor; oysa dostlukları yerle bir eden bencillik almış başını gidiyor.”
İnanılır gibi değil ama Shakespeare’in Kısasa Kısas (Measure for Measure) oyununda geçen bu kehanet gibi sözleri 1603 ya da 1604’te yazdığı sanılıyor. Kısasa Kısas üstadın sorunlu oyunları arasında sayılır. Komedi midir, trajedi midir, tartışılır durur. Kimileri Rönesans dönemi yazarlarından Cintio’nun Hekatominti adlı yapıtından, kimileri de Wheatsone adındaki tiyatro yazarının Promos ve Casandra adlı oyunundan esinlenerek yazdığını ileri sürer. Gel gör ki, iki yazar da, yapıtları da tarihte iz bırakmazken Shakespeare’in oyunu sahneleri fethetmekle kalmamış, ünlü besteci Wagner’a da bir operası için ilham vermiş... İktidarın el değiştirmesiyle toplumdaki değerlerin, düzenin sarsılmasını, günümüzde de acısı çekilen baskıcı despotları anlatırken Shakespeare yalnızca yazarlık yeteneklerini değil, gözlem gücünü de sergiler. Adalet, yasalar, yönetimlerin haksızlıkları, ne takılırsa aklınıza... Hepsini görmüş, hepsini yazmış. ZA
Venedik Taciri
Shakespeare’in 16. yüzyıldaki Venedik ortamına yerleştirdiği bu demir leblebi gibi oyun paranın egemenliği altındaki insanın çırpınışlarını ön plana alır. Ama anlattığı tek şey bu değil. Ne olursa olsun bozulmayan dostluklar da anlatılır bu oyunda. Üstüne para gölgesi düşse de... Yazdığı her oyunda olduğu gibi burada da üstat Shakespeare insancıllığını ön plana çıkarır. Dünya edebiyatında benzersiz bir karakter olarak unutulmazlar arasına giren Yahudi tefeci Shylock alacağını tahsil etmek için bir insanı kesip etini almaya kalkınca öfkemize, Hıristiyan Venediklilerin itip kakması yüzünden mağdur haliyle merhametimize hedef olur. Oyunun anlattıkları bitmedi! Yaşadığı dönemin erkek egemen ama haşmetli bir kraliçe tarafından yönetilen toplumuna gönderme yapan Shakespeare seçtikleri erkekle evlenemeyen kadınların mutsuzluğunu, umarsızlığını da dile getirir. Trajediden komediye salınıp duran Venedik Taciri, mucizeleriyle, hileleriyle, sürprizleriyle zaman zaman dokunaklı olabilen bir şenliktir. ZA
Setin İçindeki Kitaplar
HIRÇIN KIZ
“Huysuz bir kadın suyu bulanmış çeşmeye benzer. Kararmış, çamurlanmış, hastalanmış ve uzaklaşmıştır iştah uyandırmaktan. İnsan susuzluktan perişan olsa bile, içemez o çamurlu sudan” diyor üstat Shakespeare, kahramanı Katharina’nın ağzından. Shakespeare sahnelenmek üzere özgün bir hikâye hiç uydurmamış desek yeridir. Başına buyruk bir kadının yola getirilmesini sahneye taşımak için 14. yüzyılda İspanya’da Kastil diliyle yazılmış olan “pek özgür kişilikli, çok ateşli bir tabiatı olan bir kadınla evlenen genç bir adam” hakkında bir hikâyeden yararlandığı söylenir. Londra’da ilk kez 1593’te sahnelendiği tahmin edilen Taming of the Shrew (Huysuz Kadının Evcilleştirilmesi) Türkçeye ilk kez ancak 1934’de çevrilebilmiş. Yani 400 yaşını aşmış bu yapıtla tanışıklığımız sadece 80 yıllık... Yapıtı dünya çapında üne kavuşturan birçok uyarlama yapıldı. En iyi bilineni müziğini Cole Porter’ın yaptığı 1948 tarihli Kiss me Kate müzikaliydi.
Yalnızca sahnelerde değil, 1912’den başlayarak beyaz perdede, 1939’dan başlayarak TV ekranlarında da boy gösterdi Hırçın Kız. Sayılamayacak kadar çok kez hem de. Ve işte o ünlü hikâye bu kitabın içinde… ZA.
YETİŞKİNLERE SHAKESPEARE
William Shakespeare sayısız kuşaklara hitap etmiş, oyunları bu gök kubbe altındaki tüm dillere çevrilmiş bir ozan. Ama acaba o ve eserleri hakkında ne kadar bilginiz var? Çoğumuz için Shakespeare biraz göz korkutucu ve (fısıldayarak söyleyebilirsiniz) azıcık da yorucu olabilir. Bazı oyunlarında uyukluyor musunuz? Olaylar kafanızı mı karıştırıyor? Merak etmeyin, bu konuda yalnız değilsiniz. O halde hakkında daha fazla bilgi edinmek, onunla daha çok yakınlaşmak, hatta çocuklarınızın ödevlerine yardımcı olmak için bu kitabı okumanız gerek. Kitapta araştırmacıları uğraştıran karmaşık sorunları da ele alıyoruz: Oyunlarını gerçekten o mu yazdı? Oyunları onun çağında nasıl oynanırdı? Sonelerindeki “Esmer Hanım,” “Sarışın Genç” kim olabilir? Üstelik yazdıklarının tarihi çerçevesi, özel yaşamı, çağdaşları ve etkileşimleri, dili ve şiirsel yeteneği, çok bilinen tiratları ve yapıtlarından ünlü alıntılar, icat ettiği deyişlerle sözcükler gibi ek bilgileri de cabası. Stratfordlu eldivencinin oğlu ve onun hayal gücümüz ve dilimiz üstündeki benzersiz etkileri sayesinde dünya çok daha zengin bir yer oldu ve umarız ki bu kitabı okuyup bitirdiğinizde siz de aynen bizim gibi büyük bir hayranlık ve coşku içinde kalacaksınız.
ON İKİNCİ GECE
“Ah, o dostlar! Yüzüme gülüyorlar, arkamdan neler söylüyorlar. Oysa düşmanlar... Küfürlerini yüzüme karşı sıralayıp, gözlerimin içine bakıp sövüyorlar bana. Düşmanımla kendimi tanıyorum, dostumla aldanıyorum.”
Evrensel gerçeklerin bilge ozanı Shakespeare soytarı Feste’ye bu sözleri söyletir On İkinci Gece’de. Shakespeare’in iki adı olan nadir oyunlarından biridir Twelfth Night ya da What You Will (Nasıl Arzu Ederseniz). Bilinen adının On İkinci Gece olmasının nedeni, İngiliz Kraliyet sahnelerinde Noel’in on ikinci gecesi oynanmak üzere yazılması. Birçok yanlış kurulmuş, yanlış giden aşk ilişkisinin anlatıldığı oyun, Noel şenliklerinin bu özel gününde olduğu gibi, her şeyin ters yüz olduğu, yanlışlık üstüne yanlışlık yaşandıktan sonra mutluluğun herkesin kapısını çaldığını anlatan, neşeli mi neşeli bir komedi. İnsan Malvolio’nun düştüğü tuzağa mı yansın, tuzaktaki perişan haline mi gülsün, aşk ilişkilerinin çetrefil gidişatına mı şaşsın, bilemez. Shakespeare’in karmaşık aşk ilişkilerini dile getirirken döktürdüğü yanık dizeler ise tam gülecekken hüzünlendirir insanı, aşk ölümle, kederle, hüzünle iç içe geçer, metni dinlerken ılık bir rüzgâra kapılır, savrulursunuz. Yaşamın ozanıdır Shakespeare, yaşamın aynasıdır On İkinci Gece.ZA
KISASA KISAS
“Dünyada değişen bir şey yok. İyilik öylesine kızgın alevlerle karşılaşıyor ki, ancak her şey hepten çökerse dünya düzelecek gibi. Sadece yeni olan talep ediliyor; eskiyen her şey tehlikeye düşüyor. Herhangi bir şeyde sebat etmek cesaret ister oldu. Toplumların güvencesini sağlayan gerçekler zorla ayakta kalabiliyor; oysa dostlukları yerle bir eden bencillik almış başını gidiyor.”
İnanılır gibi değil ama Shakespeare’in Kısasa Kısas (Measure for Measure) oyununda geçen bu kehanet gibi sözleri 1603 ya da 1604’te yazdığı sanılıyor. Kısasa Kısas üstadın sorunlu oyunları arasında sayılır. Komedi midir, trajedi midir, tartışılır durur. Kimileri Rönesans dönemi yazarlarından Cintio’nun Hekatominti adlı yapıtından, kimileri de Wheatsone adındaki tiyatro yazarının Promos ve Casandra adlı oyunundan esinlenerek yazdığını ileri sürer. Gel gör ki, iki yazar da, yapıtları da tarihte iz bırakmazken Shakespeare’in oyunu sahneleri fethetmekle kalmamış, ünlü besteci Wagner’a da bir operası için ilham vermiş... İktidarın el değiştirmesiyle toplumdaki değerlerin, düzenin sarsılmasını, günümüzde de acısı çekilen baskıcı despotları anlatırken Shakespeare yalnızca yazarlık yeteneklerini değil, gözlem gücünü de sergiler. Adalet, yasalar, yönetimlerin haksızlıkları, ne takılırsa aklınıza... Hepsini görmüş, hepsini yazmış. ZA
VENEDİK TACİRİ
Shakespeare’in 16. yüzyıldaki Venedik ortamına yerleştirdiği bu demir leblebi gibi oyun paranın egemenliği altındaki insanın çırpınışlarını ön plana alır. Ama anlattığı tek şey bu değil. Ne olursa olsun bozulmayan dostluklar da anlatılır bu oyunda. Üstüne para gölgesi düşse de... Yazdığı her oyunda olduğu gibi burada da üstat Shakespeare insancıllığını ön plana çıkarır. Dünya edebiyatında benzersiz bir karakter olarak unutulmazlar arasına giren Yahudi tefeci Shylock alacağını tahsil etmek için bir insanı kesip etini almaya kalkınca öfkemize, Hıristiyan Venediklilerin itip kakması yüzünden mağdur haliyle merhametimize hedef olur. Oyunun anlattıkları bitmedi! Yaşadığı dönemin erkek egemen ama haşmetli bir kraliçe tarafından yönetilen toplumuna gönderme yapan Shakespeare seçtikleri erkekle evlenemeyen kadınların mutsuzluğunu, umarsızlığını da dile getirir. Trajediden komediye salınıp duran Venedik Taciri, mucizeleriyle, hileleriyle, sürprizleriyle zaman zaman dokunaklı olabilen bir şenliktir. ZA
Yazar Hakkında
|
William Shakespeare-“Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!” - Shakespeare, Hamlet
İngiliz şair, oyun yazarı ve tiyatro oyuncusu ve Rönesans Dönemi’nin büyük isimlerinden William Shakespeare’in doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 26 Nisan 1564 yılında Stratford-upon-Avon (Günümüzde Warwickshire iline bağlı olan ilçe kısaca Stratford olarak da bilinir.) adındaki bir kasabada vaftiz edildiği bilinmektedir. Shakespeare’in babası yerel bir tüccar ve işadamıydı; annesi ise bir toprak sahibinin kızıydı. Shakespeare, İngiliz Dili’nin en önde gelen yazarı olarak değer görmektedir. Shakespeare, sıklıkla “Ulusal Şair” ve “Avonlu Ozan” şeklinde de anılmaktadır. Hayatı boyunca kırka yakın tiyatro oyunu, yüzü aşkın sone yazmış olan Shakespeare’in, aynı zamanda - yazarı gerçekten de Shakespeare olup olmadığı kesin olmayan - birkaç şiirde ve beyitte adı geçmiştir. Shakespeare eserleri dünya üzerinde canlılığını koruyan her dile uyarlanmıştır ve bu oyunlar başka oyun yazarlarının eserlerinden daha çok sahne almıştır. William Shakespeare, Anne Hathaway ile evlendiğinde 18 yaşındaydı. Üç çocukları oldu: önce Susanna, daha sonra da Hamnet ve Judith adında ikizler dünyaya geldi. Shakespeare’in evlendikten sonraki hayatı hakkında kayda değer bir bilgi yoktur; lakin Üstad’ın günlerinin büyük bir çoğunluğunu Londra’da oyunlarını ve şiirlerini yazarak ve kendi yazdığı oyunlarda rol alarak geçirdiği düşünülmektedir. 1585 ve 1592 yılları arasında Londra’da oyuncu, yazar -ve daha sonra adı “Kral’ın Adamları” şeklinde anılacak -“Lord Chamberlain’in Adamları” adında bir sahne sanatları topluluğunda hissedar olarak başarılı bir çalışma hayatı sürdürmüştür. 1600’lü yılların ilk çeyreğinde, doğduğu ilçeye geri döndü ve birkaç yıl sonra 52 yaşındayken orada hayatını kaybetti. Shakespeare, konağının büyük bir kısmını büyük kızı Susanna’ya miras olarak bıraktı. Rönesans Dönemi, 16. yüzyılda kilisenin mutlak güç olarak görülmesi algısını kırdı. Bu bağlamda birey, yalnızca bir “kul” değildi; insandı ve herkesin kendine has duyguları ve durumları vardı. Sonraki yüzyıllarda kendini gösterecek Romantizm akımının bu nedenle oluşmaya başladığı düşünüldüğünde, bu dönemin edebî eserlerine hakim olan duyguların dışa vurumu, coşku ve hayalgücü kesin bir netlikle görülmektedir. Shakespeare’in trajedi ve trajikomedi eserleri incelendiğinde özellikle baş karakterlerin davalarına son derece adanmış ve aşırı derecede coşkulu oldukları görülür. Shakespeare’in trajik karakterlerine ve şiirlerine bakıldığında hissedilen duygu yükü göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Tiyatro eserlerinde olduğu gibi şiirlerinde de genellikle tarihi olaylara ve mitolojiye atıfta bulunur. Bu konuda en iyi örneklerden biri Hamlet karakteridir. Danimarka prensi Hamlet, babasının ölümünün ardında yatan gerçeği öğrendiğinde duygusal anlamda büyük bir yıkıma uğrar ve babasının intikamını alıp onun ve kendisinin şerefini kurtarmak için ant içer. Hamlet’in amcası, Hamlet’in babasını öldürerek tahta geçmiştir ve Hamlet’in annesiyle evlenmiştir. Hamlet’in yaşama amacı, babasının intikamını almaktır artık. Babasının ölümüne sebep olduğu için Hamlet, annesini de suçlamaktadır ve bir gün onunla yüzleşir. Her şeye rağmen annesine merhametli davranmaya çalışır; fakat ona karşı sivri dilli olmaktan kendini alamaz. Annesi, oğlunun sözleri üzerine şöyle der: “Yalvarırım, yeter artık! Yardın yüreğimi, ikiye böldün.” Bunun üzerine Hamlet, insanın ruhunda derin yaralar açan o sözü dile getirir: “Böldümse, kötü yarısını kaldır at. İyi yarısıyla yaşa bundan sonra.” Shakespeare’in şekillenmesinde katkıda bulunduğu Rönesans Dönemi Edebiyatı’nın genel teması ve hümanist yaklaşım, Shakespeare şiirleri incelendiğinde ve yine Hamlet eserindeki sözlerle, Hamlet’in insan ruhunu titreten tiratlarından biriyle örneklendirilebilir: “Ey göklerde yaşayanlar! Ey Dünya! Daha ne olsun? Cehennem önüme mi gelsin? Ne yüz karası şey bu? Tut kendini yüreğim, tut kendini! Ve siz, ey sinirlerim, gevşemeyin birden; Gerilin, destek olun bana! Beni unutma mı dedin? Hayır, zavallı ruh, Şu çılgın kafa durdukça çıkmayacaksın içinden, Seni unutmak ha? Aklımın karatahtasından silerim de bütün boş anıları Bütün kitaplarda yazılan, çizilenleri, Gençliğimden, öğrenciliğimden kalanları, Yalnız senin buyruğun kalır Beynimin defterlerinde, yapraklarında, Ivır zıvır bütün bildiklerimin üstünde. Evet, yemin Allah’ıma, o kalır yalnız. Ey çürümüş yürekli kadın! Yılan, yılan, yüze gülen zehirli yılan! Yaz aklım, yaz defterine, yaz şunu: Güler yüzlü, hep güler yüzlü bir insan Zehirli bir yılan da olabilir. Danimarka’da olabilir hiç değilse, inan buna. Ya! Demek böyle, amca, sen buymuşsun demek! Öyleyse benim parolam da şu bundan böyle: ‘Tanrı seninle olsun, unutma beni!’ Yemin ettim, unutmam.” -Hamlet, Hasan Ali Yücel Klasikleri, İş Bankası Kültür Yayınları |
1 |
Cimri Moliere İş Bankası Kültür Yayınları |
58.00 TL
40.60 TL
| 943 adet Satıldı |
2 |
Romeo ve Juliet William Shakespeare Ren Kitap |
55.00 TL
33.00 TL
| 486 adet Satıldı |
3 |
Reis Bey 17 Necip Fazıl Bütün Eserleri Necip Fazıl Kısakürek Büyük Doğu Yayınları |
100.00 TL
75.00 TL
| 450 adet Satıldı |
4 |
Yanlışlıklar Komedyası İş Bankası Kültür Yayınları |
48.00 TL
33.60 TL
| 339 adet Satıldı |
5 |
Yamaçın Dönüşü Çukur Gökhan Horzum Doğan Kitap |
99.00 TL
84.15 TL
| 207 adet Satıldı |
6 |
Kapıların Dışında Wolfgang Borchert Can Yayınları |
130.00 TL
91.00 TL
| 191 adet Satıldı |
7 |
Mimarlık 101 Say Yayınları |
250.00 TL
195.00 TL
| 181 adet Satıldı |
8 |
Zaman Dışı Yaşam Yapı Kredi Yayınları |
70.00 TL
49.00 TL
| 170 adet Satıldı |
9 |
Yeter ki Sonu İyi Bitsin Hasan Ali Yücel Klasikleri |
98.00 TL
68.90 TL
| 148 adet Satıldı |
10 |
Sen Aydınlatırsın Geceyi Sözcükler Yayınları |
198.00 TL
168.50 TL
| 139 adet Satıldı |