Paul Bloom Seti (4 Kitap) Panama Yayıncılık
Bebeklerin Ahlaki Yaşamı
Pek çoğumuz bebeklerin bencil doğduğunu ve onları küçük birer sosyopattan medeni varlıklara dönüştürmenin toplumun, özellikle de ebeveynlerin rolü olduğunu düşünürüz.
Paul Bloom, Bebeklerin Ahlaki Yaşamı’nda insanların aslında ahlak duygusuyla donanmış olduğunu savunuyor.
Yale Üniversitesi’ndeki çığır açan araştırmalardan yararlanan Bloom, bebeklerin daha konuşmaya veya yürümeye bile başlamadan önce başka insanların davranışlarındaki iyiliği ve kötülüğü yargılayabildiğini, empati ve merhamet hissettiğini, ilkel bir adalet duygusuna sahip olduğunu gösteriyor.
Yine de doğuştan gelen ahlakımız sınırlıdır; yabancılara karşı doğal olarak mesafeli ve bağnazlığa meyilliyiz. Paul Bloom, psikoloji, davranış ekonomisi, evrim biyolojisi ve felsefe alanlarından bilgilere yer vererek bu sınırlılığı nasıl aştığımızı araştırıyor.
Bu amaçla şempanzelerin, psikopatların ve akademisyenlerin ahlakını inceliyor ve cinsiyet, politika, din ve ırk hakkında zaman zaman kafa karıştırıcı olabilen ahlaki duygularımızın derinine iniyor.
Genlerin ve yetiştiğimiz çevrenin ahlak duygumuzun gelişimi üzerindeki etkilerini derinlemesine inceleyen Bebeklerin Ahlaki Yaşamı, hem bu alanda çalışanlar hem de ebeveynler için eşsiz bir kaynak.
Hazzın Bilimi
Bazı insanlar acı çekmekten hoşlanır. Soyut sanat eserleri milyonlarca dolara satılabilir. Küçük çocuklar hayalî arkadaşlarıyla oynamaktan keyif alır. İnsanlar korkunç bir kazaya bakmak için araçlarını yavaşlatır ve kendilerini ağlatan filmleri izler.
Bu kitabın amacı çocuk gelişimi, evrimsel biyoloji, felsefe, nörobilim, bilişsel bilim ve davranışsal ekonomi alanlarındaki kuramlardan yararlanarak gelişimsel ve evrimsel kökenleri temelinde hazzın doğasını anlatmaktır.
Bu hayret uyandırıcı ve nükteli anlatımda Paul Bloom, cinsellik ve beslenmeyle ilgili hayvani içgüdülerden sanat, müzik, spor gibi pek çok alana yayılan ilginç zevklerin ardındaki bilimi inceliyor. Hazzın Bilimi, insan zihninin belirli evrensel alışkanlıklarına dayanarak neyi, neden sevdiğimizi gözler önüne sererken hazzın derin sezgilerden yararlandığına, akla dayandığına, evrensel ve büyük ölçüde kalıtsal olduğuna okuyucuyu ikna etmeyi amaçlıyor.
“Hazzın Bilimi, mutluluk konusunu genel olarak ele alan diğer kitaplardan farklı bir yerde duruyor. Gardırobunuzu değiştirerek daha mutlu olacağınızı söyleyen tavsiyeler içermiyor; Bloom iyi hissetmeyi sağlayan basit şeylerden çok daha derin bir şeylerin izini sürüyor.” New York Times
Empati
Duygusal empatiyi sınırladığımızda aslında daha iyi olacağımıza dair farklı bir bakış.
Empatinin dünyayı daha iyi bir yer haline getireceğini politikacılardan, filozoflardan, psikologlardan, hatta bilim insanlarından sıkça duyarsınız. Öyle ki empatiyle ilgili tek sorunun, yeterince empati kurmamamız olduğu sürekli dile getirilir. Ancak gerçek bu kadar basit olmayabilir.
Paul Bloom, empatinin toplumdaki eşitsizliğin ve haksızlığın önde gelen motivasyonlarından biri olabileceğini ortaya koyuyor.
Ona göre empati, başkalarının hayatlarını iyileştirmemize yardımcı olmaktan çok, dar önyargılarımıza hitap eden, kaprisli, kayırmacı ve mantık dışı bir duygudur. Genellikle yanlış kararlar vermemize ve adaletsiz seçimler yapmamıza yol açar; dikkatimizi genel resme değil ayrıntılara odaklar. Bloom, empatinin tek başına dünyadaki her kötülüğün çözümü olamayacağını anladığımızda, bunun yerine rasyonel çıkarımlara dayanan bir merhametten ve şefkatten yararlandığımızda aslında elimizden gelenin en iyisini yapmış olacağımızı ifade ediyor.
Elbette ki bu, Bloom’un empatiyi bütünüyle reddettiği anlamına gelmiyor. Empati’de neden duygusal empati yerine bilişsel empatiyi seçmemiz gerektiğini anlaşılır bir üslupla anlatırken argümanlarını çığır açan bilimsel bulgulara dayandırıyor.
Hayır işlerinden adalet sistemine, politikadan günlük yaşama kadar pek çok örnek sunarak bizi, insanları bu kadar eşsiz birer varlık yapan şeye, yani akıl yürütmeye hak ettiği yeri vermeye teşvik ediyor.
Psikoloji 101
Yale Üniversitesi’nin gelmiş geçmiş en popüler derslerinden birine dayanan, modern psikoloji bilimine dair ilgi çekici ve anlaşılır bir kılavuz.
Üç kiloluk kıvrımlı bir kütle olan beyin, zekâya ve bilinçli deneyime nasıl yol açar? Freud, insan doğası konusunda haklı mıydı? Bilgi nereden gelir? Dil ve düşünce arasındaki ilişki nedir? Bizi motive eden nedir ve neden korku, iğrenme, merhamet gibi duygular hissederiz? Bizler rasyonel varlıklar mıyız? Ünlü psikolog Paul Bloom, zihin bilimi hakkındaki sürükleyici yeni kitabı Psikoloji 101’de bu soruları ve daha fazlasını yanıtlıyor.
Bloom’un uzun yıllar profesörlük yaptığı Yale Üniversitesi’ndeki “Psikolojiye Giriş” derslerinden yola çıkarak hazırladığı Psikoloji 101, insan doğasının en gizli saklı taraflarına ışık tutmasının yanı sıra eğlenceli, ilgi çekici ve unutulmaz anekdotlarla dolu bir anlatı sunuyor. Bununla birlikte bu kitap, psikoloji alanına kapsamlı bir genel bakıştan çok daha fazlası. Bloom, komplo teorilerine duyulan inanç, insanlar arasındaki farklılıkları açıklamada genlerin rolü ve önyargı ile nefretin doğası dahil olmak üzere zamanımızın çok önemli ahlaki ve politik sorunları hakkında psikolojinin bize neler söyleyebileceğini ortaya koyuyor.