KitapSeç | 9,9 |
Yaklaşık 2 İş Günü |
|
|||||
Satıcı: KitapSeç Satıcı Ünvanı: ADRES7 Elektronik Ticaret ve Bilişim Hizmetleri Anonim Şirketi İletişim: Satıcıların iletişim e-posta adresi kitapsec tarafından kayıt altındadır. |
İlk novellamızda, güzel Lavinia on altı yaşındayken Sir Lionel'e aşık olur, ama iki yıl sonra terk edilir. Saygın görünebilmek için yaşlı bir İngiliz lorduyla evlenir. Dul kaldığında ise birden karşısında onunla evlenmek isteyen iki kişiyi bulur. Lavinia'nın gönlünü kim kazanacaktır? Onu terk ettiğine pişman olmuş Sir Lionel mi, zengin genç kont mu? Yoksa bizi bir sürpriz mi beklemektedir? Yaşadığı dönemde toplum kurallarına kendisi de şiddetle karşı çıkmış olan George Sand, bu kısa romanında çok iyi bildiği 19. yüzyıl Fransız toplumunu, kadınlara biçilen kısıtlayıcı rolleri, karşılaştığı adaletsizlikleri alabildiğine yermektedir.
İkinci novellada, on altı yaşındayken manastırdan ayrılan Markiz elli yaşındaki bir soyluyla evlenir, altı ay sonra dul kalır. Deli gibi aşık olduğu aktör Lelio'yu sahnede seyredebilmek için erkek kılığına girer. George Sand yine kural tanımazlığıyla 19. yüzyıl geleneklerine karşı çıkarak kadın kahramanı hikayesinin anlatıcısı yapar. Hikayenin diğer kahramanı Lelio ise "iğfal eden erkek" efsanesinin tersine, Markiz'in arzu nesnesine dönüştürülmüştür. Markiz ile yazar arasında paralellikler kurmak mümkündür. NB
Yazar Hakkında
|
George Sand19. yüzyıl, şüphesiz, edebiyat tarihinde eleştiri ve nitelikli yapıtların üretimi alanında en önemli yüzyılıdır. Dönemin burjuva sınıfının zeka inceliği, iyi ile kötü yapıtı birbirinden ayırabilme gibi özelliklerini göz önünde bulundurduğumuzda, kendini diğer çağlardan ayıran farklı bir cemiyetin oluşumuna tanıklık ederiz. Elbette bu kadar değil; yayıncılık alanında devrim niteliği taşıyan değişimlerin getirdiği birçok yeni gazete ve dergilerin bu alana dahil olması ve üniversite çevresinin de bu edebî hareketlenmede kendine yer bulması, yeni polemiklerin oluşmasına ve bu dönemi diğer dönemlerden daha cesur ve üstün kılmasına sebeptir. İşte bu çağ, Tanrı’yı duyma ve güzelliğin sırrını anlama arzusuyla, insanlar için en büyük meselenin aşk ve açlık olduğunu yazdıklarıyla ısrarla savunan Aurore Dupin’in (Duderant Baroniçesi) doğduğu çağdır. Oğlak Yayınları tarafından yayımlanan "George Sand-Hayatımın Hikâyesi" adlı kitap, bizi dönemin bu önemli kadın yazarının belki marazî ruhuna değil ama dünyadaki seyahatine davet ediyor. Asıl adı Aurore Dupin olan Sand, 1804’te Paris’te doğar. İtalya ordusunda subay olan babasının 1808’de görevi dolayısıyla Madrid’e gitmesiyle 1812’ye kadar bu şehirde kalır. Babasının ani ölümüyle birlikte Mayıs 1812’den itibaren büyükannesi ile yaşamaya başlayan Sand burada gramer, Latince ve bilim öğrenimi görürken aynı zamanda müzik eğitimi de alır. Ocak 1818’de Paris’teki İngiliz Dame Agustine Manastırı’na girmesiyle Sand’ın hayatında mistik bir süreç başlar. Bu süreçte, büyükannesinin ölmesiyle birlikte yazar kendini büyük bir boşlukta bulur ve annenin hegemonyasından da kurtulmak amacıyla bir imparatorluk baronunun oğlu olan subay Casimir Dudevant’la evlenir. Artık can sıkıntısının sık sık yer değiştirdiği, mutluluğun sorgulandığı, mutsuzluğunsa kâğıtlara teslim edildiği yeni bir süreç başlamıştır: Le voyage chez M. Blaise-1829... 1831 yılı Sand’ın edebiyat yaşamına artık iyiden iyiye atıldığı yıllardır. Paris’tedir ve daha şimdiden Balzac, Latouche, Felix Pia gibi birçok yazarla ilişki kurmuştur. Kocasından da ayrılan George Sand’ın kendini dönemin edebiyat ortamında var etme mücadelesinde ilk ürünü Jules Sandeau ile 1831 Aralık sonunda yayımlanan Pembe ve Beyaz adındaki romandır. Bu romanda imza J.Sand’a aittir (bu mahlas, sevgilisi olan Jules Sandeau’dan gelir.) Ve ertesi yıl, G.Sand imzasıyla büyük ilgi uyandıran "Indiana" ve "Valentine" adlı iki romanı yayımlanır. 1833’ten 1835’e kadar çağın en büyük şairlerinden Alfred De Musset ile bir ilişki yaşar. 1838’e kadar olan süreçte Sand birçok roman yazar. Bunlardan en önemlisi 1837 tarihli "Mauprat"tır. Görüldüğü üzere Sand’ın hayatı sürekli yazmak ve zamanın önemli kişilikleriyle yaşanan aşklarla geçer. Kısa süren ilişkiler ve bunların getirdiği açmazlar, onu kısa süreli de olsa insancıl (!), biraz da yavan bir mistisizme yönlendirir. Bu dönemde en uzun ilişkisini yaşayacağı Chopin ile tanışır. Nohant-Paris arasında yazmaya devam eder. Daha çok sosyalist eğilimli olan bu yeni romanlar pek hoş karşılanmaz. Biraz da bu durumun getirdiği farklı bir duyarlılıkla kır romanları yazmaya başlar. Bu dönemin en önemli romanı: "Şeytanlı Göl"dür. Hep Tanrı’yı aradı ama... 1848’de başlayan ihtilalle birlikte Sand, politik hayata karışma arzusuyla kendini tekrar Paris’te bulur. Kısa süreli bazı siyasal çalışmalardan sonra 1849’da bir daha dönmeme kararı üzerine Nohant’a gider ve politik hayattan kendini soyutlayarak daha çok tiyatro eserlerine yönelir. Bu alandaki önemli eserleri, "Claudie", "Mauprat", "Flaminio" ve "Maitre Fauilla"dır. Nihayetinde sade ve sakin bir yaşamın içindedir artık. 1856’dan itibaren Nohant’ta yazarak, botaniğe merak sararak ve tiyatro düzenleyerek vaktini geçirir. Bu sakin yaşam içinde hayatına tesadüf eden en önemli olay, 1857’de Flaubert’le tanışmasıdır. Sand, ölümüne kadar kâh aşk romanı kâh kır romanları yazmış, geriye onlarca ilişki, yüzlerce yapıt ve sonuçsuz kalan Tanrı arayışını bırakmıştır. George Sand, coşkun ve ihtiraslı tabiatıyla yaşadığı dönemin neredeyse bütün edebi ve toplumsal cereyanlarına sürüklenmiş, Musset ve Chopin gibi büyük dehalarla girdiği ilişkilerle (yapay da olsa) yazdıklarına bir estetik duygusu kazandırmayı becerebilmiş bir kadın yazar olarak XIX. yüzyıl edebiyatında iz bırakabilmiştir. Sonuç olarak bence, onun yazarlığını ne Baudelaire’in: "George Sand; tüylerim diken diken olmadan düşünemiyorum bu aptal yaratığı, o ki hiçbir zaman sanatçı olamadı." sözü derecesinde aşağılayabilir ne de M. Caro’nun: "George Sand; şüphenin ince azabına karışan öyle insan üstü emelleri temsil ediyor ki..." sözü mertebesine kadar yüceltebiliriz. Ama Sand’ın hayat hikayesi hiç şüphe yok ki yazar olsun olmasın, birçok insanın hayretle ve imrenerek bakabileceği bir ihtiras ve özgürlükle örülüdür. Hayatımın Hikayesi - George Sand
|
1 |
Dönüşüm Can Yayınları |
75.00 TL
52.50 TL
| 2651 adet Satıldı |
2 |
Seher Selahattin Demirtaş Dipnot Yayınları |
150.00 TL
120.00 TL
| 1647 adet Satıldı |
3 |
Şeytan Ayrıntıda Gizlidir Ahmet Ümit Yapı Kredi Yayınları |
220.00 TL
154.00 TL
| 1174 adet Satıldı |
4 |
Vuslatın Son Çağrısı Okur Kitaplığı |
140.00 TL
119.00 TL
| 987 adet Satıldı |
5 |
Bir Kalbin Çöküşü Stefan Zweig Can Yayınları |
65.00 TL
45.50 TL
| 855 adet Satıldı |
6 |
Ekmek Kavgası Everest Yayınları |
149.00 TL
116.25 TL
| 591 adet Satıldı |
7 |
Palto Can Yayınları |
75.00 TL
52.50 TL
| 446 adet Satıldı |
8 |
Nasıl Ölünür Emile Zola Can Yayınları |
75.00 TL
52.50 TL
| 435 adet Satıldı |
9 |
Issız Kadınlar Sokağı Canan Tan Doğan Kitap |
49.00 TL
41.65 TL
| 432 adet Satıldı |
10 |
Morgue Sokağı Cinayetleri Edgar Allan Poe Can Yayınları |
75.00 TL
52.50 TL
| 425 adet Satıldı |