En geç 07 Ocak Salı gününe kadar |
Tolstoy, Shakespeare`den sonra dünya dillerine en çok tercümesi yapılan yazardır. Çocukluğunda, ağabeyi Nikolay`dan çok etkilenmiş, ergenliğinde Rousseau okumuş, gençliğinde önce Doğu dilleriyle ilgilenmiş, daha sonra hukuku tercih etmiştir. Ancak yalın ve parlak dehası onu özgür olmaya itince, hukuk fakültesini de terketmiştir.
Tolstoy çağını çok iyi gözlemlemiştir. Aristokrat sınıfın amaçsız, debdebeli yaşantısını yoğun olarak eleştirmiştir. Uzun bir süre seyahat etmiş, tabiatı ve insanı incelemiştir. Batı`yı ve kendi ülkesini, insanlarını tanımış, bu gözlemi daha sonraki yıllarda kaleme alacağı eserlerinin kahramanlarının kişiliğinde ortaya çıkmıştır.
Tolstoy`un kendini arayış serüveni ölünceye kadar sürmüştür. Kendisini anlamayan yakın çevresine tepkisini bulunduğu ortamdan kaçarak göstermiş ve 82 yaşındayken, 7 Kasım 1910`da küçük bir tren istasyonunda hayata veda etmiştir. İtiraflarım, Tolstoy`un kendini, hayatı ve dini anlamaya çalıştığı denemelerinden oluşmaktadır.
Yazar Hakkında
|
Lev Nikolayeviç TolstoyBüyük Rus yazarı Lev Nikolayeviç Tolstoy (Leo Tolstoy), 9 Eylül 1828’de Tula’da bulunan ailesine ait Yasyana Polyana Malikanesinde doğdu. İki yaşında annesini ve dokuz yaşında babasını kaybetti. Anne ve babasının olmaması sebebiyle eğitimini halaları üstlendi ve 1943 yılında Doğu dilleri okumak üzere Kazan Üniversitesi’ne gönderildi. Fakat uzun bir süre geçmeden buradaki eğitimini yarıda bıraktı ve Hukuk Fakültesi’ne geçti. Bu fakültedeki eğitimini de yarıda bıraktı ve 1847 yılında, doğduğu yer olan Yasyana Polyana’daki çiftliğine geri döndü. Aradan üç yıl geçtikten sonra, 1851’de Rus ordusuna yazıldı ve 1854-55 arası Kırım Savaşın’da topçu teğmeni olarak görev yaptı.
Bu dönemde otobiografik eserler olan Çocukluk, İlk Gençlik ve Gençlik’i ve ayrıca Tipi, İki Süvari Subayı ve Toprak Ağası’nın Sabahı’nı yazdı. Bu ilk başarılarından sonra kendini edebiyata adamaya karar veren Tolstoy, savaştan sonra St. Petersburg’a gitti, fakat burada birini radikal demokrat N. Çernişevski, diğerini muhafazakar liberal I. Turgenyev’in temsil ettiği iki edebi kampla anlaşamayarak 1857’de İsviçre, Almanya ve Fransa’yı kapsayan bir seyahate çıktı. Bu dönemde eğitim kurumlarıyla ilgilenmeye başladı ve Rusya’ya dönerek çiftliğindeki köylü çocukları için bir okul açtı. 1860’ta ikinci bir Avrupa seyahatine çıkarak buradaki eğitim kuramlarını ayrıntılı bir şekilde inceledi. Bu incelemelerin neticesinde, Batı’nın yapay ve maddeci uygarlığını, insanı bozan bir etken olarak görmeye başladı. Avrupa seyahatini bitirip Rusya’ya döndüğünde serflik kaldırılmıştı. Tolstoy, kendi bölgesinde eski serflerle toprak sahipleri arasındaki toprak ve borç anlaşmazlıklarını çözmek üzere yargıçlık görevini üstlendi. 1862 yılında komşu çiftliğinin sahibinin kızı olan Sofya Andeyevna Bers’le evlendi ve bu evliliğinden on üç çocuğu oldu. Bu dönemde yazar, “Kazaklar”, “Sivastopol Hikayeleri” ve belkide en büyük romanı olan “Savaş ve Barış”ı yazdı. Napolyon Savaşları sırasında, 1865`de yazdığı "Savaş ve Barış", yaşama sunulan bir destan olarak nitelendirilir. Bu romanda geniş bir zaman sürecinden bahsedilmesi, somut özelliklerin canlandırılmasında kaydedilen yüksek başarı düzeyi, sayıları beş yüzü aşan sayıda kişiyi içermesi, öykünün dallanıp budaklanarak ilerlemesi bu eseri başyapıtlardan biri haline getirmiştir. Eser geniş ve detaylı olması nedeniyle tarihi bir belgesel niteliği dahi taşır . Bu kadar çok sayıda karaktere rağmen, her bir karakter diğerlerinden çok farklı özellikler taşır. Tolstoy, “Savaş ve Barış” adlı eserinin yayımlanmasından sonra, yıldan yıla artacak bir bunalıma girdi. Bu bunalımın izleri, 1877 yılında yayımlanan, ikinci büyük romanı sayılabilecek “Anna Karenina” adlı romanında da görülür. Bu romanda yazar, aileleri mutsuzluğa götürebilecek etmenleri araştırıp, kendimizi sorgulamaya sevketmiştir. Tolstoy, 1880’den sonra Hristiyanlıktaki ölümsüzlük düşüncesini, Ortodoks Klisesi’ni ve her türlü siyasal iktidarı yadsıyan, kendine özgü bir tür hristiyanlık anarşizmi geliştirmeye başladı. Düşüncelerini açıkladığı ‘‘Dogmatik Teolojinin Eleştirisi’’, ‘‘O Halde Ne Yapmalıyız?’’ ve ‘‘Tanrı’nın Hükümdarlığı Kendi İçimizdedir’’ adlı makalelerin yayımlanmasından sonra 1901’de Kilise tarafından afaroz edildi. Bu dönemde yazdığı “İvan İlyiç’in Ölümü”, “Kreutzer Sonat”, “Hacı Murat” ve son büyük romanı sayılabilecek “Diriliş” gibi eserleri, aynı manevi arayışa, ahlâksızlıkla suçladığı sanatı ve dogmalar ve mucizeler üreten Kilise’yi yadsıyışına işaret eder. 1900’lerden itibaren bir yandan mülkiyet konusundaki radikal fikirleri nedeniyle ailesiyle arası açılırken, diğer yandan aydın Rus gençleri arasında giderek daha çok tanındı. Bu ikisi, derin bunalımını ve manevi yalnızlığını arttırdı. 7 Kasım 1910’da ailesini terk etmeye karar vererek yanına en küçük kızı ve doktoruyla yola çıktı. Ancak birkaç gün sonra Astapovo tren istasyonunda zatürreden ölmüş olarak bulundu. |
1 |
Hayat Kaybettiğin Yerden Başlar İndigo Kitap |
210.00 TL
136.50 TL
| 2655 adet Satıldı |
2 |
Beni İçinden Sev Destek Yayınları |
230.00 TL
161.00 TL
| 2421 adet Satıldı |
3 |
Başlarım Senin Aşkına Mehmet Yıldız Hayy Kitap |
275.00 TL
178.75 TL
| 2051 adet Satıldı |
4 |
Hayallerin Allah a Emanet Nebi Yıldız Olimpos Yayınları |
145.00 TL
94.25 TL
| 1326 adet Satıldı |
5 |
Beni Neden Sevmedin Hayy Kitap |
250.00 TL
162.50 TL
| 1219 adet Satıldı |
6 |
Bu Kitabı Sakın Okuma! Sinirlerin Alt Üst Olur Mehmet Yıldız Hayy kitap |
275.00 TL
179.00 TL
| 1077 adet Satıldı |
7 |
Çok Şeyden Habersizdim Olimpos Yayınları |
145.00 TL
94.25 TL
| 1075 adet Satıldı |
8 |
Prens Niccolo Machiavelli Can Yayınları |
115.00 TL
80.50 TL
| 1047 adet Satıldı |
9 |
Sevseydi Gitmezdi Zeus Kabadayı Hayykitap |
250.00 TL
162.00 TL
| 871 adet Satıldı |
10 |
Dua Kader Değiştirir Olimpos Yayınları |
160.00 TL
104.00 TL
| 815 adet Satıldı |