KitapSeç | 9,9 |
En geç 25 Kasım Pazartesi gününe kadar |
|
|||||
Satıcı: KitapSeç Satıcı Ünvanı: ADRES7 Elektronik Ticaret ve Bilişim Hizmetleri Anonim Şirketi İletişim: Satıcıların iletişim e-posta adresi kitapsec tarafından kayıt altındadır. |
İnsanlığın başlangıcından itibaren felsefe ve din zihinsel uğraş alanlarının başında gelmiştir. İlahi ve beşeri her iki alan tarih boyunca birbiriyle bazen uzlaştırıldığı gibi kimi zaman da birbirinden ayrıştırılmıştır. Söz konusu iki sahaya dair bütün olumlu-olumsuz gelişmelere rağmen aslına bakılırsa felsefe ve din, hakkında daima birbiriyle irtibatlı olarak söz edilmiş ve tartışılmıştır. Meselenin bu yönü hakkında epeyce akademik bir literatür oluşmuştur. Bu birikim sadece Müslümanlara hasredilmemeli, zira Yahudi ve Hristiyan düşünce geleneğinde de felsefe-din ilişkisine dair birçok eser telif edilmiş ve halihazırda da bu uğraşı devam etmektedir. İslam tarihinin ilk dönemlerinden beri Müslümanlar, yaşadıkları coğrafyada kadim kültür ve medeniyetlerden devraldıkları simya, tılsım, ilm-i nücum gibi okült ilimlerin varlığından haberdar olmuşlardır. Kur’an, Sünnet ve sosyal problemlerin kaynaklık ettiği fıkıh, tefsir, hadis ve kelam gibi ilimler Müslümanlar tarafından meydana getirilmiştir. Bunun yanında ana dili Arapça olan Müslümanlar daha sonraki süreçte bu dile dair birçok çalışma (sarf, nahiv, belağat vb.) yaparak dil ilimleri sahasında da söz sahibi olmuşlardır. Fetihler neticesinde yabancı kültürlerle muhatap olan Müslümanlar onların elindeki ilimleri de tanımaya çalışmış ve bu yolda çeviri merkezleri kurarak olağanüstü çaba göstermişlerdir. Bu süreçte matematik, tabii ve metafizik ilimlerinin yanında ahlak, ev idaresi ve siyaset gibi felsefenin ameli yönünü içeren ilimleri de öğrenen Müslüman düşünürler hem dini hem de felsefi ilimlerde belli bir yetkinliğe ulaşmışlardır. Ancak bazıları sadece din ilimleri sahasında uzmanlaşırken bazıları da felsefi ilimlerde derinleşmişlerdir. Ayrıca Orta Çağ İslam dünyasında Müslüman ilim insanları tek bir sahada değil birden fazla alanda kendilerini iyi yetiştirmiş ve o disiplinlerde söz sahibi olmuşlardır. Siyasi, askeri, iktisadi ve teknik sahada dünyada yaşanan gelişmeler ister istemez ilmî sahayı da etkilemiştir. Bu minvalde özellikle 19. asırdan itibaren birçok disiplinin felsefe bünyesinden ayrılarak müstakil bir alan hüviyetini kazanması ile ilimler arasında çeşitli sınıflandırmalar yapılmıştır. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra ülkemizin eğitim-öğretim politikalarında da birtakım yenilikler olmuştur. Bu bağlamda Türkiye’de 1949 yılında Ankara’da İlahiyat Fakültesinin açılması ve bunu takip eden süreçte İlahiyat, Yüksek İslam Enstitüsü ve İslami İlimler Fakültesi adı altında yapılan eğitim-öğretim müfredatında genel olarak Osmanlı’dan devralınan programların devam ettirildiği görülmektedir. Zaman zaman adı geçen fakülte veya enstitülerin müfredatında felsefe ve onunla ilintili alanların derslerinin gereksiz olduğu veya bu derslerin dini ilimlere faydalarının olmadığı gibi suni gerekçelerle programdan çıkarılma veya kredilerinin azaltılması şeklinde teşebbüslerde bulunulmuştur. Ancak bu girişimlerin mezkûr fakültelerde eğitim gören öğrencilere faydasından çok zararı olduğu da bir gerçektir. İlahiyat veya İslami ilimler fakültelerinde Temel İslam Bilimleri, Felsefe ve Din Bilimleri, İslam Tarihi ve Sanatları şeklinde üç bölüm bulunmaktadır. Aşırı genellemeci ve aşırı indirgemeci anlayışın doğru bir yaklaşım olmadığını kabulden hareketle sözü edilen her üç bölümün içeriğindeki derslerin bu fakülteler için bir zenginlik ve aynı zamanda öğrenci veya araştırmacı için ufuk açıcı olduğu ifade edilmelidir. Dolayısıyla bu dersler birbiri için feda edilemez bir öneme haizdir. Çalışmamızın ana eksenini oluşturan Felsefe ve Din Bilimleri de genelde üniversitelerin farklı fakülteleriyle irtibatlı olduğu gibi özelde ise ilahiyat fakültesinin diğer bölümlerinde bulunan disiplinlerle de sıkı bir ilişki içindedir. Felsefe ve Din Bilimleri ifadesinin bu çalışmada daha çok İlahiyat veya İslami İlimler Fakültelerinde öne çıkan içeriğiyle kullanıldığının vurgulanmasının yanında muhteviyatında barındırdığı Felsefe Tarihi, Mantık, İslam Felsefesi, Dinler Tarihi, Din Psikolojisi, Din Sosyolojisi, Din Felsefesi ve Din Eğitimi sahalarıyla da disiplinlerarası bir hüviyet gösterdiği de belirtilmelidir. Sadece bir bölümde bu kadar zengin bir içeriğe sahip mezkûr fakültelerin, diğer bölümlerinde yer alan disiplinlerle çok kapsamlı bir ilimler yelpazesine sahip olduğunu ve bu yönüyle diğer fakültelerden farklılığının dikkat çektiği de ifade edilmelidir. İlahiyat veya İslami İlimler Fakülteleri programında yer alan adı geçen disiplinlere yönelik daha önce çeşitli çalışmaların yapıldığı bilinmektedir. Ancak onların büyük çoğunluğu incelendiğinde bütün disiplinleri özet bir şekilde tanıtmayı veya sadece birkaç özelliğini öne çıkardığı görülmektedir. Bu çalışma ise müfrettadaki sadece felsefe ve din bilimleri bölümü içindeki disiplinlere yönelik olup, bu alandaki bilim dallarını derinlemesine incelemeyi hedeflemekle diğer çalışmalardan farklılık göstermektedir. Elinizdeki bu çalışma bir giriş ve iki ana bölümden oluşmaktadır. Her bilim dalı Türkiye’nin farklı üniversitelerinde görev yapan ve alanında uzman akademisyenler tarafından kaleme alınan bu kitabın giriş bölümünde Müfit Selim Saruhan, Felsefe ve Din Bilimleri Bağlamında Bilimsel Çeşitliliğin Teorik ve Pratik Boyutlarının Ufku başlığı altında felsefe ve din bilimlerini farklı bir bakış açısıyla dikkatlere sundu. Birinci bölümde Felsefi Bilimler ana başlığının altında üç disipline yer verildi. İlk olarak Hacı Ömer Özden, Felsefe Tarihi bilim dalını, felsefe kavramının anlamından başlayarak alanın geçmişten günümüze gelişim sürecini konu, amaç, yöntem ve diğer disiplinlerle ilintileyerek yazdı. Ali Çetin ise Mantık bilim dalını farklı boyutlarıyla inceledi. Kemal Sözen de İslam Felsefesi bilim dalını mahiyetinden isimlendirilişine, konu ve yönteminden diğer disiplinlerle nasıl bir ilişki içinde olduğunu ayrıntılarıyla ifade etmeye çalıştı. Fatih Topaloğlu, Din Felsefesi başlığı altında bu disiplinin konu, yöntem ve Türkiye’deki durumunu, diğer bilim dallarıyla nasıl bir ilişkisi olduğunu inceledi. Din Bilimleri ana başlığı altında yer alan ikinci bölümde ise Durmuş Arık, Dinler Tarihi bilim dalını çeşitli boyutlarıyla kaleme aldı. İhsan Çapcıoğlu ve Rüveyda Çınar, Din Sosyolojisi bilim dalının ortaya çıkışı, konusu, yöntemi, Batı’da ve Türkiye’deki durumunu ayrıntılarıyla ele aldı. Asım Yapıcı ise Din Psikolojisi bilim dalının bir disiplin olarak mahiyeti, konu ve amacını, yöntemini, diğer bilim dallarıyla irtibatını ve ülkemizdeki gelişim serüvenini ortaya koydu. Son olarak Mustafa Fatih Ay, Din Eğitimi bilim dalının bir yönden geçmişten günümüze oluşum sürecini değerlendirirken diğer yönden bu disiplinin konu ve yöntemlerini de çeşitli yönleriyle ele aldı. İlahiyat Alanında Felsefe ve Din Bilimlerinin Kuramsal Gelişimi adlı proje kapsamında ortaya konulan bu kitap çalışması, genel olarak üniversitelerin farklı bölümlerinde olup Felsefe ve Din Bilimlerine ilgi duyan, özelde ise İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerinde öğrenim gören lisans, lisanüstü öğrenciler ve araştırmacıların sadece kendi sahasını değil yukarıda belirtildiği üzere farklı disiplinleri bünyesinde barındıran Felsefe ve Din Bilimlerinin bütünü hakkında bilgi almak isteyenlere hitap etmektedir. Her bir bilim dalını temel özellikleri ile tanıtan bu eserin hedef kitlenin akademik gelişimine katkı sağlayacağı umulmaktadır. Kitapla ilgili teknik birkaç hususa değinecek olursak; öncelikle her bir bilim dalını kaleme alan yazarlar içeriğe sadık kalmak şartıyla dipnot verme konusunda serbest bırakılmış ve eserin bütünlüğü açısından sadece sayfa altı dipnot kullanılmasına özen gösterilmiştir. Dipnot ve kaynakçada bazı küçük farklılıkların olduğunu da ifade etmeliyiz. Editör olarak projenin gerçekleşmesi ve kitabın meydana gelmesinde kaleme aldıkları bölümlerde çalışma ve eserleriyle uzman olan bilim adamlarımıza, teknik konularda yardımlarını aldığım meslektaşım Sabri Yılmaz’a, bu proje ve kitabın neticelenmesi hususunda yayınevi olarak destek veren Eskiyeni Yayınevi sahibi ve ekibine teşekkür eder, eserin bilim ve kültür dünyasına katkı sağlamasını temenni ederim.
1 |
Ermiş İndigo Kitap |
34.00 TL
20.40 TL
| 2012 adet Satıldı |
2 |
Kendime Düşünceler Marcus Aurelius Hasan Ali Yücel Klasikleri |
58.00 TL
41.00 TL
| 1966 adet Satıldı |
3 |
Göğü Delen Adam Ayrıntı Yayınları |
100.00 TL
75.00 TL
| 1277 adet Satıldı |
4 |
İdeal Devlet Hasan Ali Yücel Klasikleri |
86.00 TL
60.00 TL
| 1204 adet Satıldı |
5 |
Mutlu Yaşam Üzerine Yaşamın Kısalığı Üzerine Seneca İş Bankası Kültür Yayınları |
44.00 TL
30.80 TL
| 985 adet Satıldı |
6 |
Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir Epiktetos Destek Yayınları |
120.00 TL
84.00 TL
| 818 adet Satıldı |
7 |
Mutlu Olma Sanatı Arthur Schopenhauer Can Yayınları |
75.00 TL
52.50 TL
| 746 adet Satıldı |
8 |
Eğitim Felsefesi Say Yayınları |
250.00 TL
195.00 TL
| 688 adet Satıldı |
9 |
İyinin ve Kötünün Ötesinde Hasan Ali Yücel Klasikleri |
80.00 TL
56.00 TL
| 652 adet Satıldı |
10 |
Böyle Buyurdu Zerdüşt Friedrich Wilhelm Nietzsche İlgi Kültür Sanat Yayınları |
90.00 TL
58.50 TL
| 619 adet Satıldı |