En geç 21 Ocak Salı gününe kadar |
Efkar Tepesi Literatür Yayıncılık
Fakir Baykurt, öykülerinde köy yaşamının sertliği, yoksulluk, cahillik, taassup, batıl inanç, sömürü gibi sorunları ele alarak köylünün maddi ve manevi dünyasını toplumsalcı ve gerçekçi bir bakıştan işliyor. Gözlemlerden, canlı tanıklıklardan yola çıkan yazar, günlük konuşma dilini öyküye taşıyarak zaman zaman mizahi bir dil kullanıyor; bürokrasinin çarkları arasında sıkışan ama içinde de bir umudu barındıran "sıradan insanı", yaşadığı yerin atmosferiyle birlikte çarpıcı bir biçimde betimliyor.
İlk basımı 1960`da yapılan Efkâr Tepesi`ni yeniden okurla buluşturuyoruz: Fakir Baykurt, Efkar Tepesi`nde, 1959-1960 arasında çeşitli yayın organlarında çıkan yazılarını toplamış. Bu yazılar gerçeklerden yola çıkan bir anlatı aslında. Partizanlık, din sömürüsü, köyün yoksulluğu, köylünün cahilliği, okur-yazarlık, kız çocuklarının okula gönderilmemesi gibi konular çarpıcı bir biçimde ele alınıyor. Kuşkusuz ki okur bugünle bağ kuracaktır kitabı okuduğunda…
Yollarımız, sokaklarımız, yazın tozdan, kışı çamurdan geçilmiyor. Martta nisanda pabucumuzu kurtarıp bir evden bir eve gidemiyoruz. Evlerimiz, eriyen karla, yağan yağmurla su içinde. Damlarımızdan, tavanlarımızdan sular eleniyor. Kilimi keçeyi ıslatmamak için oraya buraya çanak diziyoruz. Okullarımız da akıyor! Okullar aktıkça, çocukların öksürüğü artıyor. Hâlâ köylerimizin okul davası, kasabalarımızın hamam davası, helâ davası çözülmemiştir. Dört yıl önce Kızılay parasıyla temeli atılan hamamın tamamlanması, gene Kızılay`ın yapacağı yardıma bağlıdır. Epeyden beri de, okul çocuklarımızı, Sam Amca`nın süt tozuna alıştırmaya çalışıyoruz. Çiftçilerimiz, Toprak Ürünleri Ofisi`nin doksana mal edip otuza sattığı buğdayı gözlüyorlar. Bakımsız topraklarımızda ekinler, üçer karıştan fazla boy atmıyor. Söylevlerimizde, demeçlerimizde barajdan geçilmiyor ama bir yıl yağmur yağmasın, yiyecek buğdaya muhtaç kalıyoruz. Yememiz yeme değil, yatmamız yatma değil. Gıda işi, mesken işi, su işi, başlı başına birer sorun. Bunlar böyle önümüzde serilip dururken, biz de "Yattı kalkmaz, uzattı çekmez" sözündeki gibi, yatmışız bir görülmemiş uykuya; öyle bir uyku, öyle bir uyku, uyandırabilene aşk olsun! Korkunç bir yangeldimcilik!
- Ne Kadar İlerledik?
1 |
Dönüşüm Can Yayınları |
90.00 TL
63.00 TL
| 2655 adet Satıldı |
2 |
Seher Selahattin Demirtaş Dipnot Yayınları |
170.00 TL
136.00 TL
| 1653 adet Satıldı |
3 |
Şeytan Ayrıntıda Gizlidir Ahmet Ümit Yapı Kredi Yayınları |
250.00 TL
175.00 TL
| 1189 adet Satıldı |
4 |
Vuslatın Son Çağrısı Okur Kitaplığı |
140.00 TL
119.00 TL
| 987 adet Satıldı |
5 |
Bir Kalbin Çöküşü Stefan Zweig Can Yayınları |
75.00 TL
52.50 TL
| 860 adet Satıldı |
6 |
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Bir Kadının Hayatından 24 Saat Can Yayınları |
85.00 TL
59.50 TL
| 796 adet Satıldı |
7 |
Ekmek Kavgası Everest Yayınları |
175.00 TL
137.00 TL
| 595 adet Satıldı |
8 |
Palto Can Yayınları |
90.00 TL
63.00 TL
| 532 adet Satıldı |
9 |
Hokkabaz Mete Gündoğan Destek Yayınları |
220.00 TL
154.00 TL
| 463 adet Satıldı |
10 |
Ses Sabahattin Ali Can Yayınları |
50.00 TL
35.00 TL
| 457 adet Satıldı |