"Seni sana anlatışım diyorum ya...
Ellerinde uykuya dalan her mektubum senin bendeki uyanışın oluyor.
Sevilmeyi öğrendiğin hayat,
sevmeyi de öğretince anlayacaksın beni.
Bense sevilip sevilmediğimden habersiz, hep sevmenin karşılığı olarak yazacağım seni."
"Sevgiyi ve aşkı, özlemi ve beklentiyi kafiyelerle anlatabilen şairlerimizin sözleri çoğu zaman müzikle yoğrularak dudaklarımızdan dökülmüştür. İnsanoğlunun gönül telinden yalnız kafiyelerle örülmüş dörtlükler doğmaz. Bazen işte bu eserde olduğu gibi, içten gelen sözcükler, bir müzik gibi gözlerimizden yüreğimize akar gider.
Sevgiyi ve aşkı anlatan bu sözleri tarih içinde yoğuran; eski Türk edebiyatındaki örneklerini, Tanzimat edebiyatı çizgisinden modern Türk edebiyatı noktasına ulaştıran Yücel Bayar`ı kutluyorum.
Bu eseri sevenler okusun.
-Prof. Dr. Tuncer GÜLENSOY-
“Yücel Bayar bir aşk yolcusu. Eskilerin “üç huruf, beş nokta” olarak simgeleştirdikleri kutlu bir aşkı arayan genç yolcu, “Sanki hakiki aşkı bulmak uğruna yapılan bir yolculuktu benimkisi.” diyor ilk mektubunda. Aşk yolunda ilerlerken sevgiliye mektuplar gönderiyor sevgiyi, aşkı anlatan. Bunun sebebini de “Aya İhanet”te kendisi açıklıyor: “Sevgiye ve aşka dair anlatacakları var çünkü.”
“Ellerinde uykuya dalan her mektubum senin bendeki uyanışın oluyor.” diyen genç âşık, aşk ikliminde baharın diriltici havasını teneffüs ediyor sevgiliye ulaşan her mektupta yeniden. “Gönlümün elleridir mektup diye tuttuğun.” diye sesleniyor sevgiliye bir başka mektubunda… Aşk yolculuğu “kıldan ince, kılıçtan keskin” bir yolculuk… Ehl-i dil olmak gerek menzile ermek için. Her yolcu anlatamaz yolda yaşadıklarını. Anlatabilmek için ehl-i lisan olmalı aynı zamanda… Yücel Bayar’ın aşkı anlama ve anlatma arayışlarının ürünü olan “Hoşça kallar Senin Olsun” adlı bu şiirimsi mektuplar, genç bir kalemin edebiyat dünyasına adım atışını da müjdeliyor aynı zamanda. Bu yol da aşksız aşılacak bir yol değil. Aşk olsun!”
-Doç. Dr. Bayram DURBİLMEZ-
