Ara
24 Saatte Kargoda
Siparişleriniz aşağıda belirtilen şartlar dâhilinde, 24 saat içinde ilgili kargo firmasına teslim edilmektedir.
Hafta içi saat 17.00'ye kadar verilen siparişlerde geçerlidir. Cumartesi-Pazar ve resmi tatil günlerinde alınan siparişlerde geçerli değildir. Saat 17.00'den sonra verilen; ödemesi veya onayı 17.00'den sonra yapılan siparişler ertesi gün işleme alınır. Sepetteki tüm ürünlerin "24 Saatte Kargoda" taahhütüne sahip olması gerekmektedir.

Stoklu ürünlerde, sonradan tespit edilecek ürün kusurları sebebiyle gecikme yaşanabilir.
İade veya iptal gibi işlemler sebebiyle düzenlenen siparişlerde geçerli değildir.
24 saat içinde kargo firmasına verilen siparişlerin adrese teslim süresi, kargo firmasına ve teslimat adresine göre değişebilmektedir.
Mücbir sebep halleri saklıdır. KitapSeç bu taahhütte değişiklik yapma hakkını saklı tutar.
Satıcı Puanı: 9,9
Kitapsec.com müşterileri tarafından verilen zamanında gönderim, paketleme ve genel alışveriş deneyimi puanlarına göre satıcı puanı hesaplanmaktadır. Değerlendirmeler son 6 ay içerisinde yapılan değerlendirme sayısını vermektedir.

Yazmak Karanlığa İyi Gelir Hayy Kitap

%35
13.89 TL
9.03 TL
Bu ürün tedarik aşamasındadır
Mağaza : KitapSeç
9,9
Yayınevi / Marka : Hayy Kitap
ISBN : 9786059841054
Kazancınız : 4.86 TL
Kazanacağınız Puan : 9 Puan
Sayfa Sayısı : 224
Kitap Ebatı : 13x21
Bugün Ziyaret : 5 kişi bu ürüne baktı
Kargo İndirimi : 690 TL üzeri Kargo BEDAVA
Tedarik Süresi : Yaklaşık 2 İş Günü
Bu ürün size KitapSeç tarafından gönderilecektir

Yazmak Karanlığa İyi Gelir Hayy Kitap

“Yazmak, karanlığa iyi geliyor. Mutsuzluğu, yaşanmayanları ve kayıpları örtbas etmek için de birebir yazmak ve belki de bilincimin derinliklerinde, yazıyı kullanarak kurmaca bir hayatın varlığına kendimle beraber birilerini de inandırmak istemekteyimdir. Güzel mi? Bence evet!”

Mehmet Okçuoğlu, hikâye, anı, mektup gibi farklı edebi türlere yer verdiği kitabında yer yer denemeler kaleme alıyor, yer yer de güncel politikaya değinerek siyasi değerlendirmelerde bulunuyor. Yazarın, onu yazmaya iten dürtüsüyle yazdıkları birebir örtüşüyor. Bu anlamda, yazar, yazma serüveni için şunları söylüyor:

“İçimde bir an önce akmak, dışarıya çıkmak isteyen bir şey vardı, şey! Orada, içimin de içinde bir yerde o şey varken ve duruyorken ve o şey günden güne aklımı, ruhumu ve bedenimi alev alev sararken, ben yerimde duramazdım ve biraz bu yüzden ve birazcık da eğlencecikten, tuttum size 4×4 ölçeğinde kıssadan hisseler yazıverdim. Acaba olup biteni tam olarak anlatabilmem ve onu sizin kafanızda canlandırabilmem için çok mu uzaklara gitmem gerekiyordu? Ah, keşke elimden gelse; keşke bunu yapabilecek gücü bulabilsem kendimde! Bir de şöyle düşünmek lazım. Bunlar benim hikâyelerim sonuçta… Tıpatıp gerçek ile aynı da olsalar, kafadan uydurulmuş da olsalar… Yer yer olağanüstü, yer yer dikkate değer, yer yer arzulu ve ilgiye layık olarak anlaşılsa ve değerlendirilseler de; kaç kişi bilir, bilebilir kanlı canlı, sınırsız, tesadüf ve şanssızlıklarla dolu, gizemli veya berrak olan hikâyenin tamamını? Yanılıyor muyum?

Sonradan ve de yavaştan ayıklamayı ve de seçmeyi öğrendim ve böylece de pek çok kişiden daha fazla bütünü gördüm galiba ve artık biliyorum ki aramızda derin ve onarılmaz ayrılık ve farklılıklar olsa da biz hepimiz aynı kaynaktan geliyoruz ve salt bu nedenle dahi olsa hâlâ birbirimizi anlayabiliyor ve birbirimiz hakkında yorumlar yapabiliyoruz.”

Mehmet Okçuoğlu, yazarken ve düşünürken, aldığı felsefe ve hukuk eğitiminden bolca yararlanıyor. Yazar, hayat bütün ciddiyetiyle akarken, duyarlılığını koruyarak yazıya mizah ve kara mizah penceresinden bakmayı da ihmal etmiyor.

“Hayat denen sıkıcı dersi bir gözün aralık kollarsın hep ‘Gördün mü?’ demek için sıra arkadaşına. Mesela hep eteği sarkar iktidarın. ‘Gördün mü?’ deyip iki kişilik gülersin. Mesela sıra dayağına çeker sizi hayat. ‘Acıdı mı?’ dersin. Acıyan yerlerini gösterirsin birbirine. Geçince ya da geçti sanınca da ‘Gördün mü? Bak geçti,’ dersin. Yokluklarda, yoksulluklarda yoklama yapacağı tutar hayatın. Eksik yazılmasın diye o, atarsın kendini ortaya. Yalanlar, masallar, hikâyeler; oyalarsın zamanı. Ne yapar yapar eksik dedirtmezsin sıra arkadaşını. Sonra bir aralık bulup yine ‘Gördün mü, iki kişi olunca nasıl da idare ediyoruz birbirimizi,’ dersin. Herkesten gizli, hınzır şeyler yaparsın birlikte. Düşersin diye çıkarmadıkları yükseklere çıkıp, boğulursun diye göndermedikleri dehlizlere dalarsın birlikte. Maceraların arasından parmaklarınız uçuşur ve güzel ve tuhaf şeyleri işaret etmek için ‘Gördün mü? Görecek daha çok şey buluyoruz iki kişiyken,’ dersin. Gün gelir bir rüya görünce ‘Gördün mü?’ dersin. Çünkü iki kişilik yıllanmış uykularda akıllar birleşip karışır birbirine.”

Kategoriye Ait En Çok Satan Ürünler
Kategoriler