24 Saatte Kargoda |
Siparişleriniz aşağıda belirtilen şartlar dâhilinde, 24 saat içinde ilgili kargo firmasına teslim edilmektedir. Hafta içi saat 17.00'ye kadar verilen siparişlerde geçerlidir. Cumartesi-Pazar ve resmi tatil günlerinde alınan siparişlerde geçerli değildir. Saat 17.00'den sonra verilen; ödemesi veya onayı 17.00'den sonra yapılan siparişler ertesi gün işleme alınır. Sepetteki tüm ürünlerin "24 Saatte Kargoda" taahhütüne sahip olması gerekmektedir. Stoklu ürünlerde, sonradan tespit edilecek ürün kusurları sebebiyle gecikme yaşanabilir. İade veya iptal gibi işlemler sebebiyle düzenlenen siparişlerde geçerli değildir. 24 saat içinde kargo firmasına verilen siparişlerin adrese teslim süresi, kargo firmasına ve teslimat adresine göre değişebilmektedir. Mücbir sebep halleri saklıdır. KitapSeç bu taahhütte değişiklik yapma hakkını saklı tutar. |
Mutezile Orhan Ateş Astana Yayınları |
|||
|
|||
|
|||
|
Mu’tezile ve İbâziyye İslam tarihinde ortaya çıkan ilk fırkalar arasında yer alır. Mu’tezile akılcı ekol içerisinde değerlendirilirken İbâziyye literal okumayı temel alan bu nedenle de Kur’an’ın asıl maksadını kavrayamayan bir fırka olarak anlatılır. Ancak İbâziyye’nin bir çok konuda Mu‘tezile ile benzer görüşlere sahip olması araştırmacıların dikkatini çekmiştir. İbâziliğin literal yanı ile Mu’tezîle’nin savunduğu akılcı görüşlere sahip olması bir çelişki olarak gözükmektedir. Öncelikle batılı araştırmacılar bu çelişkiyi çözümleme adına yaptıkları çalışmalarda İbâziyye’nin Mu’tezilî fikirlerden etkilendiği sonucuna varmışlardır.
Aynı inanca sahip düşünce geleneklerinin birbirlerinden etkilenmesi oldukça doğal ve olumlu bir durumdur. Ancak her iki fırkanın oluşum süreçleri dikkate alındığında İbâziyye’nin Mu’tezile’den çok önce teşekkül ettiğini ve Mu’tezile’nin tümüyle düşünsel veçhesini oluşturmadığı önceki süreçte Halku’l-Kur’an konusu istisna olmak üzere İbâziyye’nin fikrî gelişimini tamamladığını söylenebiliriz.
İbâzî bilginler fırkalar arası etkileşime olumlu bakmanın yanında fırkalar arasındaki ayrılıkları öne çıkarmanın ve ayrılıklar üzerinden konuların tartışılmasını Müslümanların birlik ve beraberliği açısından sağlıklı bulmazlar. Mezhebî kimliğin İslamî kimliğin önüne geçirilmesini uygun görmezler ve bu bağlamda kendilerini Ehl-i taklit değil Ehl-i takyit (kişilere değil delillere önem veren bir topluluk) olarak tarif ederler.
Her iki fırkanın teşekkülü, önemli simaları ve düşünsel yapıları dikkate alınarak hazırlanan bu çalışmanın mezhebi düşmanlıkların ortadan kalkmasına katkı sunmasını umuyoruz.
Kategoriye Ait En Çok Satan Ürünler |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|