Ara
24 Saatte Kargoda
Siparişleriniz aşağıda belirtilen şartlar dâhilinde, 24 saat içinde ilgili kargo firmasına teslim edilmektedir.
Hafta içi saat 17.00'ye kadar verilen siparişlerde geçerlidir. Cumartesi-Pazar ve resmi tatil günlerinde alınan siparişlerde geçerli değildir. Saat 17.00'den sonra verilen; ödemesi veya onayı 17.00'den sonra yapılan siparişler ertesi gün işleme alınır. Sepetteki tüm ürünlerin "24 Saatte Kargoda" taahhütüne sahip olması gerekmektedir.

Stoklu ürünlerde, sonradan tespit edilecek ürün kusurları sebebiyle gecikme yaşanabilir.
İade veya iptal gibi işlemler sebebiyle düzenlenen siparişlerde geçerli değildir.
24 saat içinde kargo firmasına verilen siparişlerin adrese teslim süresi, kargo firmasına ve teslimat adresine göre değişebilmektedir.
Mücbir sebep halleri saklıdır. KitapSeç bu taahhütte değişiklik yapma hakkını saklı tutar.
Satıcı Puanı: 9,9
Kitapsec.com müşterileri tarafından verilen zamanında gönderim, paketleme ve genel alışveriş deneyimi puanlarına göre satıcı puanı hesaplanmaktadır. Değerlendirmeler son 6 ay içerisinde yapılan değerlendirme sayısını vermektedir.

Kırklar Cemi Anahtar Kitaplar

SÜPER FİYAT
23.15 TL
Bu ürün tedarik aşamasındadır
Mağaza : KitapSeç
9,9
Yayınevi / Marka : Anahtar Kitaplar
Yazar : Esat Korkmaz
ISBN : 9789758612963
Kazanacağınız Puan : 23 Puan
Sayfa Sayısı : 321
Kitap Ebatı : 14x21
Toplam Satılan : 2 Adet
Bugün Ziyaret : 7 kişi bu ürüne baktı
Kargo İndirimi : 690 TL üzeri Kargo BEDAVA
Tedarik Süresi : Yaklaşık 2 İş Günü
Bu ürün size KitapSeç tarafından gönderilecektir

Kırklar Cemi Anahtar Kitaplar

Alevilik-Bektaşilikte Kırklar Cemi, "hiç" ya da "hiçlik" durumunun "nesnelleştirme" çabasından başka bir şey değildir. Felsefi bilgelik dilinde "hiçlik", varlığa geliş tasarımlarında, gizil nesnelliğin algılanması olarak betimlenen ve her şeyin ondan çıktığına inanılan "görünmezlik" halini, "doğa olmayan doğa" durumunu anlatır. Doğal olarak "görünmezlik" durumunu oluşturan her şey de "hiç"tir. Bâtıni felsefede "evrensel bağımlılık", "sonuç-hiçlik bağımlılığı" ya da "zâhir-bâtın bağımlılığı" biçiminde açıklanır. "Sonuç" ya da "zâhir" her zaman bir somutluktur. "Hiçlik" ya da "neden" ise "gizlenmeyi seven" bir gizil nesnelliktir. "Madde" ne yaratılabilir ne de yok edilebilir; sürekli olarak değişerek bir durumdan (hiçlikten/bâtından) bir başka duruma(zâhire/sonuca) dönüşür ve önsüzden-sonsuza akar gider. Diğer taraftan canlı-cansız her şey karşısında insanın kendisi bir "hiç"tir, "hiçliğin parçası"dır. Parça bütüne bağlıdır; bütünün yasaları parçada geçerlidir. Tam da bu nedenle Alevilik-Bektaşilikte insan doğa karşısında bir hiçtir. Ancak doğa dilsizdir; yol diliyle söylersek "Sessiz Tanrı"dır. İnsan ise "hiçtir" ama "Konuşan Tanrı"dır. Konuşan Tanrı’daki "hiçlik", doğayı aşma, doğanın verdikleriyle yetinmeyip onun ötesine geçme, yalnızca kendisinin değil ağacın, suyun, toprağın ne düşündüğünü anlama, bunu "sese dönüştürme" gücüdür. Demek ki "hiç/ hiçlik", Sessiz Tanrı’ya göre öne çıkarılan Konuşan Tanrı’nın üretme/doğurma gücüdür. Eğer insanın hiçlik yanı olmasaydı başta Tanrı olmak üzere ağaçlar, kuşlar, sular "cahil" kalacaktı. Anlatılan nedenlerle Alevilik-Bektaşilikte insan önce kendini kendi hiçliğinden doğurtması gerekir; düşünebilmek, doğuran doğanın doğuran parçası olabilmek için buna zorunludur. Tersi durumda cahil kalır ve "dolaşan ölü" olarak halde varlığını sürdürür. Yol doğumunda "baba" pir-mürşit-rehber, yani öğretmendir: "Ana" ise taliptir-derviştir, yani öğrencidir. Gebe kalan organ, hiçliğin evi anlamında "gönüldür". Gönülde büyüyen çocuğu adı "hiç" anlamında "sözdür ya da harftir". Söz ya da harf "ağızdan doğar"; demek ki ağız, bir "doğum organıdır". Doğum gerçekleşir gerçekleşmez, hiç "eyleme" geçer: "Ses" olur. İşte bunu gerçekleştirebilirsek hiçimizden doğmuş oluruz. "Yol"da, beka deneyiminin "siyah nur"undan söz edilir. Bu deneyimde herkes hiçlikten dirilir, her şey hiçlikten görünür duruma gelir; ne var ki beka deneyiminin ışığı "siyah" olduğu için her şeyi "gizler". Daha doğrusu artık "düşüncede görme" söz konusudur. Bu deneyimde siyah nur(siyah ışık), soru sormanın ve yanıtını aramanın nedeni anlamında "hayret ışığı"na dönüşür. Demek ki siyah ışık ya da hayret ışığı bir "ilahi ışık"tır. Bu bağlamda "ilahi ışık" sûfinin bilincinde tam olarak belirdiğinde, her şey görünür duruma gelecek yerde görünmez olur(kararır). Ortaya çıkan durum, "aydınlık ötesi gece" olarak algılanır. Sûfi beliren karanlığın Tanrı’nın kendi ışığı olduğunu kavrayıncaya değin her yer karanlıktır, her şey karanlıktadır; çünkü, varlık saf durumda iken, yani kendi beden ya da nesne kimliğinden sıyrılmış iken görünmez; daha doğrusu "hiçlik" olarak görünür. Bu siyah ışığın berraklığını "keşfetmek", karanlığın derinliklerinde saklı olan "yeşil abıhayatı" bulmak anlamına gelir.

 

Bu Ürüne Bakanlar Bunlarada Baktı
Kategoriye Ait En Çok Satan Ürünler
Kategoriler